HRİSTİYANLIKTA PARA KULLANIMI

Bir Hristiyan’ın paraya ve maddiyata olan bakış açısı onun parayı kullanım şeklini etkiler. Yani bir Hristiyan, İncil’in paraya yaklaşımından dolayı para veya maddi şeylere dikkatli bir şekilde yaklaşmalıdır. İncil’e göre paranın yokluğundan çok çokluğu sorun çıkartır.

 “Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler.” (1. Timoteos 6:10)

Yukarıdaki ayete göre parayı sevmek sorun çıkartır çünkü  zengin olma hevesi kişiyi Tanrı’dan uzaklaştırır, ona acı çektirir.

 

Sorun para kazanmak değil, parayı sevmek veya parayı Tanrı’nın yerine koymaktır. İçinde yaşadığımız toplum (hatta dünya üzerindeki tüm sistemler) ekonomik düzenler üzerine kuruludur. Bencil olan İnsanoğlu, parayı sevdiği için savaş çıkartır, haksızlık yapar, haksız kazanç elde eder, hatta en yakınındakini bile öldürür. İnsanoğlunu bu kadar motive eden, kendi ellerimizle  ortaya çıkarttığımız ve yine sadece İnsanoğlunun değerli saydığı para ve maddiyattır. Dikkat ederseniz, dünya üzerinde bizim dışımızda paraya ihtiyacı olan başka bir tür yoktur. Ne hayvanların ne de bitkilerin paraya ihtiyaçları vardır.

Hristiyanlar olarak para kullanımı konusunda çeşitli ilkelerle  hareket etmekteyiz.

 

Her Şeyimiz Rab’be Aittir

Kazandığımız para Tanrı tarafından sağlanır. Kazandığımız ne varsa Tanrı tarafından bize verilmiştir. Her şeyimiz Rab’be aittir.

 “RAB’bindir yeryüzü ve içindeki her şey, Dünya ve üzerinde yaşayanlar;” (Mezmurlar 24:1)

Dünya üzerinde hak iddia etmek, en yakın tabiriyle Tanrı’ya küstahlık etmektir. Dünyayı yaratan da hayatın idamesini sağlayan da O’dur. Tüm insanlık ortadan kalksa bile geride kalacak olan yalnızca Tanrı’dır.

 

Sahip Olduklarımızı Akıllıca Kullanmalıyız

Parayı kullanmak yürek tutumumuzu da belirler. Her şeyi almak ve her şeye sahip olma isteği tehlikelidir. İsteklerinize kaynak oluşturması için Tanrı’ya uygun olmayan şeyler yapabilirsiniz. Ancak eldekiyle  yetinmek ve eldekini uygun şekilde kullanmak akıllıca olandır. Rab tarafından bereketlenmiş ve gerçekten iyi bir kazanç elde etmiş olabilirsiniz ancak bu sahip olduklarınıza cimrilikle  yaklaşacağınız anlamına gelmediği gibi sahip olduğunuz her şeyi har vurup harman savuracağınız anlamına da gelmez. Bunun tam tersini düşünelim; kazandığınız para ancak aylık geçiminize yetiyor diye hayatınızdaki tüm amacınız zengin olmaya çalışmak olmamalıdır. Paraya bakış açıcınız yüreğinizi yansıtır.

 “Oysa eldekiyle yetinerek Tanrı yolunda yürümek büyük kazançtır. 

Çünkü dünyaya ne bir şey getirdik, ne de ondan bir şey götürebiliriz. 

Yiyeceğimiz, giyeceğimiz varsa bunlarla yetiniriz.” (1. Timoteos 6:6-8)

 

Paraya Sahip Olmak Değil Parayı Sevmek Sorundur

Dürüst bir şekilde kazanmak, elinin emeğini yemek, kazanılanla  mutlu olmakta bir sorun yoktur. Ancak hayatı kazançtan ibaret görmek ve parayı amaç haline getirmek bir sorundur. Tanrı, sizin O’na olan sevginizi başka bir şeyle paylaşmak istemez. Bir insan aynı anda hem parayı hem de Tanrı’yı sevemez.

“Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz.” (Matta_6:24)

 “Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir.” (1. Timoteos 6:10)

 

Bu Dünyadan Topladığımız Her Şey Yok Olacak

Kazancınızı kaybedebilirsiniz. Hayatınız boyunca çalışıp didindiğiniz emeğiniz, bir felaketle ya da bir savaşla yok olabilir. İsa Mesih bu konuda şöyle diyor:

 “Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar.” (Matta 6:19) 

 

İsa Mesih’in tespitine göre, İnsanoğlu olarak kazancımıza yaptığımız yatırım güvenilmezdir. Paraya veya birikimimize olan bağlılığımız Tanrı’yla olan ilişkimizi etkiler. Kaldı ki dünyanın sonu geldiğinde banka hesabınız, arabanız, eviniz, tüm maddesel ögeler yok olacak.

 “Ama Rab’bin günü hırsız gibi gelecek. O gün gökler büyük bir gürültüyle ortadan kalkacak, maddesel öğeler yanarak yok olacak, yer ve yeryüzünde yapılmış olan her şey yanıp tükenecek.” (2. Petrus 3:10)

Yok olacak eşyaya, maddeye bir ömür ayırıp gelecekteki manevi hayatına yatırım yapmayan kişi, Tanrı’nın nezdinde mantıksız davranıyordur.

 

Kaygılanmayalım, Tanrı Gereksinimlerimizi Sağlayacaktır

Bu önerme İncil’in Hristiyanlara verdiği bir garantidir. İncil Tanrı’nın tüm insanlara baktığını ve onlara gerekeni sağladığını söyler, Tanrı bunu ayrım göstermeksizin tüm çocukları için yapar.

Matta 5:45  “Öyle ki, göklerdeki Babanız’ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır.” (Matta 5:45)

 

Ayrıca İncil’e göre Tanrı giyecek ve yiyecek konusunda bize kaygılanmamızı söyler. Tanrı ihtiyaçlarımızın farkındadır.

“’Ne yiyeceğiz, ne içeceğiz?’ diye düşünüp tasalanmayın. Dünya ulusları hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa Babanız, bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.” (Luka 12:29-30)

Tanrı hem ihtiyaçlarımızın farkındadır hem de kendisinden ihtiyaçlarımızı talep ettiğimizde bize bir baba şefkatiyle yaklaşır.

 “Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse yılan verir?” (Matta 7:9-10)

 “Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Babanız’ın, kendisinden dileyenlere güzel armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi?” (Matta 7:11)

 

Tanrı Para Sevgisinin Yerine Tanrı Sevgisini Koymamızı İster

Göksel, ruhsal ve Tanrı’ya özgü değerler; paradan, maddiyattan daha önemlidir. Çünkü göksel olan şeyler yok olmaz. Aslında dünyada olma amacımız da bu gerçeğin farkına varmaktır. İsa Mesih’in para kazanmak veya biriktirmekle  ilgili daha farklı bir önerisi var.

 “Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar.” (Matta 6:20) 

 

İsa Mesih, birikimlerimizi dünyasal olarak değil göksel olarak yapmamızı önerir. Bir Hristiyan’ın düşüncesi “Parayı sevme Tanrı’yı sev; paraya güvenme Tanrıya güven.” şeklindedir. Bu yüzden kazancımızı kaygılanmadan, Tanrı’ya uygun bir şekilde çalışarak ve dürüst bir yaşam sürerek kazanmayı amaç ediniriz. Zenginliği değil, Tanrı’nın bize verdiği kadarıyla yetinmeyi isteriz. Paramızın bize Tanrı tarafından sağlanan bir armağan olduğunu bilerek akıllıca harcarız.

Bu ilkeler, iman hayatımızda paranın yıkıcı ve çeldirici etkisini azalmak için vardır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir