İSA’DAN SONRA GELEN PEYGAMBERLER

Bir Hristiyanın İsa’dan sonra gelen peygamberleri kabul etmesi için bu peygamberin geleceği Tevrat, Zebur ve İncil’de yazmalıdır. Hristiyanlar, İsa Mesih’in kurtarıcı olduğunu, Tevrat ve Zebur’un (Eski Ahit) onun hakkında söylediklerine göre kabul eder. Tevrat ve Zebur kitapları İsa Mesih’ten önce gelmiştir ve İsa Mesihi müjdelemiştir. İsa Mesih, yeryüzüne geldiği zaman kendisine Tevrat ve Zebur’u referans olarak almıştır. Peki bu gerçeğin, İsa Mesih’e inananlar için nasıl bir önemi vardır?

 

Bir inanç kendisinden önce gelen inançların tamamlayıcısı olduğunu söylüyorsa o zaman kendisinden önceki inançların da onun hakkında bir şeyler söylemesi gerekir. Şimdi Tevrat ve Zebur’da İsa için söylenen birkaç ayete bakalım.

Ama sen, ey Beytlehem Efrata, Yahuda boyları arasında önemsiz olduğun halde, İsrail’i benim adıma yönetecek olan senden çıkacak. Onun kökeni öncesizliğe, zamanın başlangıcına dayanır. (Mika 5:2 )

 

Bu ayetler İsa’dan neredeyse 700 yıl önce yazılmış peygamberlik sözleridir. Ayetler İsa Mesih’in doğacağı yere ve O’nun sonsuzluğuna değinir. Nitekim Matta 2. Bölümde de İsa Mesih’in Beytlehem’de doğduğunu okuruz. Böylece, ayetlerin yazılış zamanları arasında 700 sene olmasına rağmen ayetler arasındaki bağlantıyı görebiliyoruz. Bunun gibi gerçekleşen birçok ayet, Tevrat ve Zebur metninde yer almaktadır (örn. Yeşaya 7:14, 9:6-7, 53).

 

Bununla beraber İsa Mesih de Matta 5:17’de şöyle söylüyor.
“Kutsal Yasa’yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.”  (Matta 5:17 )
Bu ayetlerde İsa Mesih, kendisinden önce gelmiş olan Tevrat ve Zebur’un sonlandırıcısı değil de tamamlayıcısı olduğunu söylüyor.

 

İsa Mesih, sözleri ve eylemleriyle kendisinden önceki kitaplarda söylenenlerin kendisinde tamamlandığını insanlara anlattı. Ancak İsa, kendisinden önceki kitapların da ana öğretilerini yıkacak bir öğretiş vermedi. Buradan şunu anlıyoruz, eğer bir peygamber, kendisinin Allah’tan geldiğini söylüyorsa, o zaman yaptıkları ve öğrettikleri kendisinden önceki peygamberler ve kitaplar ile uyum içerisinde olmalıdır.

 

Yukarıda saydığımız prensipler doğrultusunda, “İsa’dan sonra gelen peygamberleri neden kabul etmiyoruz?”   sorusunu cevaplayalım.

Hristiyanlık inancına göre, İsa Mesih’ten sonra gelen bir peygamber veya inancın, Hristiyanlık inancının ana öğretilerini kabul ediyor olması gerekiyor. Bununla beraber, Hristiyanlık inancının devamı ya da tamamlayıcısı olabilmesi için, o kişinin ismi en azından İncil’in içerisinde geçmesi gerekir.

 

Hristiyan inancının en az üç temel öğretisi vardır:

  1. Üçlü Birlik: Bu öğretinin doğasında, Tanrı’nın tek özü ve üç kişiliği olduğu anlayışı vardır. Tek bir Allah var ama o Allah’ın kendi içerisinde 3 kişiliği mevcuttur.
  2. İsa’nın Kimliği: Hristiyanlık inancına göre İsa Mesih sadece bir peygamber değil, Allah’ın ağzından çıkan sözün bedene bürünmüş halidir.
  3. İsa Mesih’in Çarmıha Gerilişi ve Dirilişi: Bu datemel öğretilerden biridir. İncil’e göre İsa Mesih, bütün insanlığın günahı için çarmıha gerilmiş,  üç gün mezarda kalıp dirilmiş ve sonra Baba’nın sağında oturmuştur.

 

Bu üç öğretiş Hristiyanlığın temellerini oluşturmaktadır. Bir inancın veya peygamber olduğunu iddia eden bir kişinin yukarıda sayılan üç temel öğretişi kabul etmesi gerekir, aksi takdirde iddia sahibi kişi veya inanç, Hristiyanlığın devamı olmak bir yana, bir Hristiyan mezhebi dahi olamaz.

 

Bir diğer nokta ise, “İncil içerisinde gelecek olan bir peygamberden bahseder mi?” sorusudur. Bu konuda İncil’e bakalım. Öncelikle İsa Mesih, Yuhanna 14. ve 16. bölümlerde bir kişiden bahsetti, o da Elçilerin İşleri 2. bölümde yeryüzüne geldi. Bu bahsettiği kişinin adı Kutsal Ruh’tur. (Bu konuda daha çok bilgi almak için linki tıklayabilirsiniz.)

 

Vahiy kitabı İncil’in son bölümüdür ve 22:13 ayeti şöyle söylüyor:

 “Alfa* ve Omega*, birinci ve sonuncu, başlangıç ve son Ben’im.” (Vahiy 22:13 )

Bu ayet ile anlaşılıyor ki son nokta İsa’dır.

 

Bir Hristiyana, “İsa Mesih’ten sonra gelen diğer peygamberleri neden kabul etmiyorsunuz?” sorusunu sorduğunuzda iki temel görüşümüz mevcuttur. Bunun ilki, “Bahsedilen kişi veya inanç kitabımızın içerisinde yer alıyor mu?” sorusu ve ikincisi, “Temel inançlarımız ile ne kadar uyuşuyor?” sorusudur.

İşte bu nedenlerden ötürü İsa’dan sonra gelen hiçbir peygamberi ya da inancın Allah’tan geldiğini kabul etmiyoruz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir