İbranice adıyla ‘‘Şavuot’’, Grekçe adıyla da ‘‘Pentikost’’ olarak geçen bu ifade basit bir tabirle ‘elli’ anlamına gelmektedir. Bu tanım, Fısıh bayramından sonraki ellinci günde kutlanan büyük bir bayramı anlatmak için kullanılır. Bu bayram Hasat Bayramıdır. Tevrat’ın Levililer bölümünde ‘‘Şabat’tan sonraki gün sallamalık demeti götürdüğünüz günden başlayarak tam yedi hafta sayın. Yedinci Şabat’tan sonraki güne kadar elli gün sayın: O gün RAB’be yeni tahıl sunusu sunacaksınız.’’ Levililer 23:15-16 diye yazmaktadır. Bu dönemde, hem Tanrı’nın sağlayışıyla alınan o ilk buğdayın hasadı için şükredilirdi hem de bu vesileyle Tanrı’ya sunular sunulurdu.

 

Fakat Pentikost’un esas anlamı sadece ilk hasat bayramı ile ilgili değildir, Yahudi geleneğine göre Pentikost aynı zamanda ‘Yasa’nın yani Tevrat’ın, İsrail Oğullarına verildiği gün olarak kabul edilir. Tevrat’ın İsrail Oğullarına verildiği günün anlamı aynı zamanda Hristiyanlık ile de ilgilidir. Çünkü Elçilerin İşleri 2.bölümde okuduğumuz Pentikost gününde imanlılar Kutsal Ruh’u almışlardır. Böylece İsrail Oğullarına Sina Dağının eteklerinden verilen Eski Antlaşma ile Hristiyanlara Yeruşalim’de verilen yeni antlaşma, bu anlamda birbiri ile bağlantılıdır.

 

Pentikost çok eski ve Elçiler tarafından kutlanan bir bayramdı. Elçilerin İşleri 20:16 ayetinde Pavlus’un bu bayramı Yeruşalim’de kutlamak için çaba gösterdiğini görüyoruz. ‘‘Pavlus, Asya İli’nde vakit kaybetmemek için Efes’e uğramamaya karar vermişti. Pentikost Günü Yeruşalim’de olabilmek umuduyla acele ediyordu.’’

 

Pentikost, biz Hristiyanlar için ise Paskalya bayramından elli gün sonra, Kutsal Ruh’un inanlıların üzerine dökülüşünü, kalıcı olarak onların üzerine gelişini kutladığımız bir bayramdır. Hem Yasanın verildiği gün hem de Kutsal Ruh’un verildiği gün Pentikost olarak anılır ve her iki olay arasında güçlü bir bağ görüyoruz. İncil’in Elçilerin İşleri 2.bölümünde gördüğümüz üzere İsa’nın Havarileri ve diğer Mesih takipçileri de Pentikost’u kutlamak için Yeruşalim’de bir araya gelmişlerdi ve bir evde dua ediyorlardı. Elçilerin İşleri 2:1

 

Elçilerin bu toplanması sırasında, aniden gökten rüzgârın esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi doldurdu diyor kelam. Elçiler ateşten dillerin orada bulunan herkesin üzerine indiğine tanıklık ettiler. Hepsi o zaman Kutsal Ruh’la doldular ve bilmedikleri dillerde konuşmaya başladılar. Öyle ki İncil’in aktardığına göre orada bulunan herkes, dünyanın dört bir yanından ibadet için gelen tüm Yahudiler, kendi dillerinde konuşulduğunu işittiler. Bu olağanüstü bir olaydı. Bazı insanlar onları sarhoşlukla suçladılar. Oysa bu, ne sarhoşluktu ne de kendini bilmez insanların ağzından çıkan sözlerin dışa yansımasıydı. Bu olay, gerek Eski Antlaşma’nın Yoel kitabında bildirilen gerekse İsa Mesih’in çarmıha gerilmeden önce öğrencilerine söylediği peygamberlik sözlerinin gerçekleşmesiydi. Elçilerin İşleri 2:1-16

 

Yukarıda bahsedilen olaylar, 7-8 asır önce Yoel kitabında (Tevrat) yazılan peygamberlik sözlerinin gerçeklemesidir ve Yoel peygamber şöyle söylemektedir; ‘‘Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum’u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, Gençleriniz görümler görecek. O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum’u dökeceğim.’’ Yoel 2:28-29

 

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, orada bulunan bazı kişiler bu olayı yaşayan inananları sarhoşlukla suçladıkları ve onlarla alay ettikleri esnada, Elçi Petrus ayağa kalktı ve orada toplanan halka bu olayın ne anlama geldiğini açıklamak üzere çevresindeki insanlara seslenmeye başladı. İnsanlara, gördükleri olayların Tevrat’ta, Peygamber Yoel’in kitabında müjdelenen peygamberlik sözleri olduğunu söyledi ve Tanrı’nın varlığının şu an aralarında bulunduğunu kanıtlayan bölümleri yorumladı. Bu olay yüzlerce yıl önce Peygamber Yoel tarafından bildirilen olaydı ve şu an orada bulunanlar gerçekleşen bu peygamberlik sözünün canlı tanıklarıydılar. Beklenen Kutsal Ruh, artık herkesi doldurmuştu ve Tanrı’nın sözünde belirtildiği gibi Kutsal Ruh insanların üzerlerine dökülmüştü.

 

Yaşanan bu olay, bir sürpriz ve olağanüstü bir tecrübe olsa da İsa Mesih’in Havarileri tarafından bilinmeyen bir olay değildi. Çünkü İsa Mesih çarmıha gerilmeden önce öğrencilerine Kutsal Ruh’un gelişinden ve amacından bahsedip şöyle demişti; Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı size gelmez. Ama gidersem, O’nu size gönderirim. O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir: Günah konusunda, çünkü bana iman etmezler; doğruluk konusunda, çünkü Baba’ya gidiyorum, artık beni görmeyeceksiniz; yargı konusunda, çünkü bu dünyanın egemeni yargılanmış bulunuyor. ‹‹Size daha çok söyleyeceklerim var, ama şimdi bunlara dayanamazsınız. Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek. Yuhanna 16:7-14

 

Aynı zamanda Elçilerin İşleri kitabında İsa Mesih göğe alınırken; Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim’de, bütün Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız. Elçilerin İşleri 1:8 dediğini okuyoruz. Havariler, her ne kadar bu sözleri bilseler de bu sözlerin tam olarak nasıl gerçekleşeceğini bildiklerini söylemek zor olsa gerek. Bu olayla birlikte, öğrenciler için artık yepyeni bir yaşam şeklinin ve görevin başladığını söyleyebiliriz. Pentikost sayesinde, İsa’nın mesajına kulak vermek ve dünyanın dört bucağına bu mesajı götürüp tanıklık etmek her Mesih inanlısına verilmiş bir görev oldu.

 

Bu olayın gerçekleşmesinden hemen sonra, Petrus’un verdiği güçlü vaaz ve tanıklıkta Tanrı’nın nasıl çalıştığına da şahit oluyoruz. Elçi Petrus’un orada bulunanları tövbeye, vaftize ve Kutsal Ruh armağanını almaya çağırmasında sonra (Elçilerin İşleri 2:41) orada bulunanlardan yaklaşık 3000 kişi Petrus’un sözlerine kulak verip tövbe etti ve vaftiz olup İsa Mesih’in kurtarıcılığını kabul ettiler. Bu gerçek, hem Tanrı’nın harika işlerini gösteriyor hem de vaat edildiği gibi, Kutsal Ruh sayesinde güçle dolan öğrencilerin etkinliklerini görüyoruz. Tüm bunların hasat bayramında, yani ‘Tanrı’nın Yasası olarak bilinen, Tevrat’ın verildiği zamanda olması elbette basit bir tesadüf olamaz. İncil’in İbraniler bölümü 8:10 ayetinde dediği üzere bu, Tanrı’nın yasasının inananların zihinlerine yerleştirilmesi, yüreklerine yazılmasıdır. Pentikost bizim için, İsa Mesih’in kusursuz kefareti aracılığıyla gönderilen Kutsal Ruh armağanın ve Tanrı’nın halkıyla yapmış olduğu Yeni Antlaşma’nın kutlanması gerektiği gündür. Hamdolsun ki Tanrı, lütfuyla bizleri kurtarmış ve esenlikle doldurmuştur.

 

Peki bizler Pentikost günü gerçekleşen bu olayda Elçilerin İşleri 2.bölümde cevap verenlerden hangisi olacağız? İnsanlarla alay eden, sarhoş olmuşlar diyen tarafı mı seçeceğiz, yoksa gerçekten Tanrı’nın mutlak gücü ve mesajı karşısında orada bulunan samimi insanlar gibi kurtulmak için ne yapmamız gerektiğini mi soracağız? Orada bulunup bu soruyu soranlar büyük bir gerçekle karşılaştılar… İsa Mesih, ulusların Rabbi ve Kurtarıcısı olarak bu dünyaya geldi, kurtulmak için sadece tövbe edip O’nu takip etmemiz gerektiğini söyledi.

 

O’na iman edenler Yuhanna 14:16’da dediği gibi sonsuza dek kendileriyle beraber olacak olan Kutsal Ruh’u alacak, bu dünyadaki mücadelelerinde günah karşısında uyanık bir şekilde duracak ve cesur bir şekilde İsa Mesih’e tanıklık etme fırsatı bulacaktır. Romalılar 8:26’da denildiği gibi Kutsal Ruh ’un ne için dua edeceğimizi bilmediğimiz durumlarda bile bizleri yönlendireceğini ve güçlendireceğini hatırlayıp O’na yaklaşmaya ve yardım dilemeye devam edelim.

 

Pentikost Bayramımız Kutlu Olsun! 🙂

Yazı, yazar vs. arayabilirsin!