Yılbaşı Mı? Noel Mi? Dayıya Sor…

Her yıl aynı tarihte aynı tantana döner durur: Noel ve yılbaşı aynı mıdır? Noel’i kutlayan ne olur? Noel’i kim kutlar, yılbaşını kim kutlar? Bu sorular tabiri caizse bir keşmekeş ile aralık ayında başlar ve yeni yılın ilk haftasından sonra yerini yılsonundaki Noel zamanına kadar sessizliğe bırakır.

Yeni yıl geliyor diye yeni hedefler belirleyip kendimize yapılacaklar listesi çıkarmaya başlıyoruz; yeni bir dil öğrenmek, yeni bir insan olmak gibi… Yeni yılı paklayıp ona anlamlar yükleyerek bütün kötü anıları, olayları geride kalan yılda bırakıyoruz; 31 aralığı 1 ocağa bağlayan gece hayatımızı bir nevi sıfırlıyoruz. Peki, her şey bu kadar basit mi?

 

Yeni yıl bir kenarda dursun… Noel ve yılbaşının aynı olduğunu azıcık mürekkep yalamış hiçbir insan savunamaz, savunanların da cahil olduğunu düşünür. Maneviyat olarak Noel ve yılbaşı aslında insanlık için aynıdır. Birinde insanlığın kurtuluşuna, yani yenilenmesine neden olacak İsa’nın doğuşu kutlanırken yeni yıl dönümüyle insanlar zamanlarını yenileyerek yenilenmek istiyorlar. Neyse, biz konumuza dönelim. Önce Noel nereden gelir ona bakalım ve daha sonra yılbaşının ne olduğunu açıklayalım…

 

Noel kelimesi köken olarak Fransızca ‘Noel’ yani ‘doğum’ kelimesinden gelir. Noel’in kendisi de Latince ‘Natalis’ (Doğum) kelimesinden gelmektedir. Peki, bu doğum kimin doğumudur ki neredeyse bütün dünya kutlamaktadır? Doğuşu kutlanan kişi İmmanuel (anlamı “Tanrı Bizimle” dir), bilinen adıyla İsa Mesih’in kendisidir. Bu öyle bir doğumdur ki yüzyıllar öncesinden bu doğumla ilgili nerdeyse bütün detaylar haber verilmiş ve öğretilmiştir. Merak edenler Hristiyanların okuduğu ve inandığı Kutsal Kitap’tan bu peygamberlikleri bulup okuyabilir ya da yazının altına yorum yazarak detaylı bilgi alabilir. İsa’nın doğumu tarihin seyrini değiştirmiştir. Öyle ki tarihi  “İsa’dan Önce”  ve “İsa’dan Sonra” olarak ikiye bölmüştür.

 

İnsanlık olarak neden yeniye bu kadar rağbet göstermekteyiz? Hiç bunun üzerine merak edip de düşündünüz mü? Eski zamanları, eski insanları özleyen insanlık neden hep yeninin peşinde koşmuştur? Bunu aklınızın bir köşesinde tutun, zira Noel’i biraz açıkladığımız gibi yılbaşına da biraz değinelim…

Yılbaşı dediğimiz olgu aslında güneş takviminde günlerin artık uzamaya başlamasını kutlamak, yani yılın artık yeni bir dönemine girişini ilan etmek için ortaya çıkmıştır ve İ.Ö 46 yılında Julius Sezar tarafından başlatılmıştır. Yani yılbaşı ve Noel (Doğuş Bayramı) aynı kavramlar değildir. Zaman olarak birbirlerine yakın oldukları için birtakım kişiler tarafından aynı oldukları düşünülmüş ve kafa karışıklığına yol açmıştır.

 

O zaman neden, yeniye rağbet gösterilirken eski göz ardı edilir? Yeni yılın umut getirdiği ile ilgili birçok yazı, program vb.. vardır. Ancak “umut” yeni yılda mı yatmaktadır. Her sene umut, yenilik gibi konular ilgili birçok temenni duyarsınız, acaba umutsuz olduğumuz için umut aramıyor muyuz? Peki neden umutsuz bir haldeyiz, neden yeni gelecek yıldan beklentilerimiz var. İnsanlık 31 Aralık saat 12 den birkaç saniye sonra tüm dünyamızın değişeceğine, umudumuzu yeşertecek olaylar olacağına dair beklentilerini nereden alıyor? Ya da şöyle sorayım asıl umudun nereden geldiği ile ilgili sağlam bilgiyi nereden ve nasıl alabiliriz? Bana göre bir bilenden ve bilge sözlerden öğrenmek gerekir . Peki, bilge sözler nerede bulunur? Bazılarınızda bunun bilgisi varken, bazılarınız bu bilgiden henüz yoksunsunuz. Gelin, bu bilge sözleri her şeyi bilen ve her şeye egemen olan Tanrı sözünden okuyalım.

 

Adem ile Tanrı’nın, Aden bahçesinde başlayan mükemmel ilişkisi ilk günah ile birlikte bozuldu. Romalılar 5:12’de “Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi.”  diye yazar. Eskiyen ve günahla lekelenen bu ilişkiyi yenilemek gerekiyordu. Peki bu ilişki nasıl onarılacak, nasıl yeni hale gelecekti? Yine Romalılar 5:17’de “Çünkü ölüm bir tek adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik sürdüyse, Tanrı’nın bol lütfunu ve aklanma bağışını alanların bir tek adam, yani İsa Mesih sayesinde yaşamda egemenlik sürecekleri çok daha kesindir.” der. Görüyoruz ki tek adamın günahıyla eskiyen ilişki, yine tek adamın çarmıha gerilip, dirilmesiyle yenilenmiştir. Bu bizi asıl umutsuzluğa götüren şeydir.

 

Dünyanın gidişatını bir eylem değiştirmiştir. Tanrı’nın yemeyin dediği meyveden Adem ve Havva’nın yemesi insanlık ile günah kavramının arasındaki ilişkiyi derinleştirirken Tanrı ile insanlık arasındaki ilişkiyi derinden sarsarak bozmuştur. Bozulan ilişkiyle birlikte Adem topraktan ürün almak için artık çaba harcamalı, güç sarf etmeliydi. Artık gelecekte hepimizi etkileyen “ölümün” umutsuzluğu içerisindeyiz.

 

Yaşadığımız coğrafyada “kan parası” diye bir tabir vardır. Hiç denk geldiniz mi ya da karşılaştınız mı bilmiyorum; bu kan parasına göre, başka bir kişinin ölümüne kasıtlı olarak ya da kasıt olmaksızın neden olursanız o kişinin ailesine kişinin durumuna göre yüklü bir miktarda para ödersiniz. Öyle ki ölen kişinin ailesi size karşı intikam hissi gütmesin. Bu parayı ödemezseniz sizin de canınızdan olma durumunuz olur. Biz Hristiyanlar bu bedelin İsa Mesih ile ödendiğini düşünüyoruz. Kutsal Allah kelamı şöyle söylüyor;

Efesliler 1:7  Tam bir bilgelik ve anlayışla üzerimize yağdırdığı lütfunun zenginliği sayesinde Mesih’in kanı aracılığıyla Mesih’te kurtuluşa, suçlarımızın bağışlanmasına kavuştuk.

Asıl umut budur. Yeni yılın umudunu bize kurtuluş ile verdiği için “yenidir”. Geçen yılın hesabını, kötülüklerini geride bırakmanın da bir bedeli vardır. Herhangi bir kavramın başına “Yeni” ibaresini eklemeniz demek, bir bedel ödemeniz demektir. Bu bedel bazen maddi (fiziksel), bazen de manevi olabilir. İşte bizim için ödenen bedel herşeyi yeni kılan sevgi eylemi İsa Mesih’ten gelmektedir.

 

Bedeli sizin için ödenmiş bir hayatı yaşamak için her birinizin buna göre hayatını şekillendirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bedeli ödeyene vefasızlık yapmış olursunuz. Yeni yılı İsa Mesih için yaşamak yen yılı yeni yapar. İsa Mesih’i tanıyınca ve hayatımızı o yenilesin diye ona verince yıl yenilenir. Bir umut ve anlam kazanır. Bizim için Yeni yıl “İsa Mesih’tir”

 

Yenilenmeyi ve yeniyi seven biz insanlar eski ve günahlı yaratılışı Mesih’in sevgisi ile geride bırakıp yeni yaratılışı, yani Mesih’i giyinerek Tanrı’da gün be gün yenilenmeliyiz. Yeni yıldan sizin için (kendimiz için de) dileğimiz de isteğimiz de İsa Mesih’i tanımanız ve gelecek tüm yıllarınızın umut ile yenilenmesidir.

 

Kutsal Kitap insanın yenilenmesi hakkında şu güzel sözleri söyler;

“Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, gerçek doğruluk ve kutsallıkta Tanrı’ya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz.” (Efesliler 4:22-24)

Herkese geride bırakmak istemediği, biriktirdiği güzel anılar ve dostlarıyla geçirdiği mutlu yıllar dileriz. Yeni yılda yenilenmenizi dileriz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir