Hristiyanlıkta cennet ve cehennem anlayışı vardır. Hem cennet hem cehennem belirli amaçlar için yaratılmış yerlerdir. Cennet ve cehennem belirli koşullarda girilebilecek yerlerdir. Hem cennete hem de cehenneme gitmenin koşullarını ve nedenlerini Tanrı insanlara açıklamıştır.

 

Cenneti temelde bir bebek odası olarak düşünebilirsiniz. Cennet: bir anne ve babanın, yeni gelecek çocukları için kurdukları, güvenli iletişime dayalı, huzurlu kontrollü bir ortamdır. Aden Bahçesi’ndeki  huzurlu ortam, günah bilincinin ortaya çıkmasından sonra değişmiştir.

 

CENNET

Cennet: (ﺟﻨّﺖ) i. (Ar. cennet “bahçe”) bahçe anlamına gelen Arapça kelimeden dilimize geçmiştir. Tevrat’ta cennet kelimesi yoktur, bunun yerine Türkçe gökyüzü anlamına gelen İbranice “shâmayim- shâmeh” kelimesi kullanılır. Bu kelime dilimize ‘semâ’ olarak geçmiştir. Bizim bildiğimiz cennetin Tanrı’nın yanında, gökyüzünde, Tanrı’nın evi olduğu düşünülürdü.

 

İncil’de ise cennet kelimesinin karşılığı ‘paradise’dır. Bu kelime Grekçeden İngilizceye geçmiştir  ve  dilimize  ‘cennet’ olarak çevrilmiştir.

 

Tanrı dünyayı yarattığında insanların yaşayabileceği özel bir alan yarattı ve bu alana  ‘Aden Bahçesi’ dendi, bu bahçe insanların yaşayabileceği, günahın bulunmadığı ve Tanrı’nın insanlar ile iletişim kurduğu bir alandı. Tanrı  bu bahçede  insanlar ile herhangi bir engel olmadan iletişim kuruyordu.

Yaratılış  2:8, “ RAB Tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem’i oraya koydu. ’’

Yaratılış 3:8,  “Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular.”

Ayetlere bakarsak Aden Bahçesi’nin Tevrat’ta geçen bir yer adı olduğunu ve bahçe fikrinin ‘cennet’ kavramına zemin hazırladığını görebiliriz.

 

Cennet’i ; günahın olmadığı, Tanrı’nın yarattıkları ile iletişim kurduğu, insanın ise Tanrı ile bir arada bulunduğu, Tanrı’ya ibadet ettikleri, ürettikleri, verimli oldukları, yaratılan her şeye egemen oldukları ve Tanrı tarafından “iyi “ olarak tanımlanmış bir alan olarak düşünebiliriz.

Yaratılış 1:31, “Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü.”

 

Yukarıda sayılan tüm bu özellikler günahın gelmesi ile bozulur. Şu anda içinde yaşadığımız dünya bir Aden bahçesi yani cennet değildir. Günah bahçede sahip olduğumuz bütün özellikleri elimizden aldı.

Yaratılış 3:23, “Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem’i Aden bahçesinden çıkardı. ’’

 

Kutsal Kitap’ın tüm mesajı insanoğlunun Aden bahçesinde kazanmış olduğu tüm ayrıcalıkları kazanma mücadelesidir. Tanrı bu ayrıcalıkların yeniden kazanılmasını ister.

 

İncil’in Vahiy bölümü ”Yeni Cennet”ten bahseder. Yeni cennet anlayışı, Aden Bahçesi’nde  insanın kaybettiği her şeyi yeniden kazanmasıdır. Tanrı Aden Bahçesi’ni ve içerisindeki ilişkiyi yeniler.

Vahiy_21:1,  “Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm.”

Vahiy21:5,  “Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi.”

 

Yeni cennet ile Aden Bahçesi arasındaki en önemli benzerlik Tanrı ile insan arasındaki ilişki ile alakalıdır.

Vahiy 21:3,  “Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak.”

Yukarıdaki ayette geçen ifadeler cennet kavramının Tanrı ile insan arasındaki yıkılmış ilişkinin restorasyonu ile ilgili olduğunu görebiliriz.

 

Cennet günahın etkilerini de ortadan kaldırır.

Vahiy 21:4 , “Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.”

 

Cennet insanoğlunun günah sorunu olmadan Tanrı’ya tapınabilecekleri ve günahın getirdiği lanet olmadan verimli olabilecekleri bir yer olacak.

Vahiy 22:3,  “Artık hiçbir lanet kalmayacak. Tanrı’nın ve Kuzu’nun tahtı kentin içinde olacak, kulları O’na tapınacak.”

 

Cennet sonsuzdur. Zaman kavramının orada olmayacağını düşünüyoruz. Dünyaya ait acıların ve sorunların orada olmayacağını düşünüyoruz.

Cennete yalnızca İsa Mesih’e iman etmiş kişiler girebilir.

Yuhanna 3:18,  “O’na iman eden yargılanmaz, iman etmeyen ise zaten yargılanmıştır. Çünkü Tanrı’nın biricik Oğlu’nun adına iman etmemiştir. ’’

İbraniler 12:25, “ Bunları söyleyeni reddetmemeye dikkat edin. Çünkü yeryüzünde kendilerini uyaranı reddedenler kurtulamadılarsa, göklerden bizi uyarandan yüz çevirirsek, bizim de kurtulamayacağımız çok daha kesindir. ’’

 

CEHENNEM

Cehennem,  İbranice ‘gehenna’ kelimesinden Türkçeye geçmiştir. ‘Gehenna’ literal anlamda ‘Hinnom Vadisi’ anlamına gelmektedir. İsrail oğulları putlara tapındıkları zamanlarda kurban ettikleri çocuklarının cesetlerini veya herhangi bir suçtan ölen kişilerin cesetlerini ‘Hinnom Vadisi’ denilen yerde yakarlarmış. Bu vadideki ateş cesetlerin kokmaması ve hastalık yaymaması için sürekli yanardı. Tanrı, cehennem olgusunun daha iyi anlaşılabilmesi için bu kelimeyi kullanmıştır.[1]

 

Matta 25:41 “Sonra solundakilere şöyle diyecek: ‘Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis’le melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin!”
Bu ayete göre biliyoruz ki cehennem insanlık için kurulmadı ancak kötülüğü yok etmek için kuruldu. Günahı ve kötülüğü yargılamak için vardır.

 

İnsan günaha düştükten sonra Yaratılış 6:3’te  RAB, “Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür” dedi, “İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.” der.

Ayetten de anlaşılacağı üzere, insanın günah ile olan ilişkisi yüzünden günahın var olması aynı zamanda günahın sonsuza kadar yaşaması sorununu da beraberinde getirir. Basit bir denklem ile açıklamak gerekirse; Tanrı insanı yarattı ve insan sonsuza kadar günah üretiyorsa Tanrı günaha göz yumuyor ve onu destekliyor diye düşünebiliriz. Ama  Tanrı günahı ve kötülüğü yargılar ve eninde sonunda onu yok eder.

 

Tanrı’nın Vahiy’de (Vahiy21:5 ) cenneti açıklarken, “her şeyi yeniliyorum” demesi de bu yüzdendir. Çünkü ölüm, günah, kötülük sonsuza kadar yaşayamaz. Tanrı insanın ölmesini istemez, aksine yaşamasını ister. İşte bu nedenle Tanrı insanı cehennemden kurtarmak için her yolu dener, bu onun sonsuz sevgisinden  kaynaklanır. Ama insan Tanrı’nın sevgisine karşılık vermez ise Tanrı’nın  yargısnı kabul etmiş olur. İnsan kendi isteği ile cennet veya cehennemi seçer, bu onun özgür iradesine bağlıdır.

1.Korintliler 15:26,  “Ortadan kaldırılacak son düşman ölümdür.”

 

Cennet-Cehennem Tanrı’nın adaletinin ve sevgisinin ürünleridir. Tanrı ile birlikte olmak isteyip bunun için dünyadaki yaşamına yön veren insanlar için var olan bir yerdir. Cennete gidecek kişiler cennet için yaşarlar, orayı düşünürler ve hayatlarını ona göre düzenlerler. Yaşantıları “Ben sonsuza kadar Tanrı ile yaşamak istiyorum ve bunun için elimden geleni yapacağım” diyen ve bunu hayata geçiren örnek yaşantılardır.

 

Cehennem ise Tanrı’yı tanımak istemeyen ve yaşantılarını Tanrı’ya uygun yaşamayan kişiler içindir.

İncil, Tanrı’yı tanımakta yarar görmeyenlerin cennete giremeyeceklerini aktarır. İncil, insanların işledikleri günahlar ile “Tanrı’yı tanımakta yarar görmemek” düşüncesini açıkça benimsediklerini ve bu düşünceyi hayatlarında gösterdiklerini aktarır.

 

Romalılar 1:21-25 

“Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmediler, O’na şükretmediler. Tersine, düşüncelerinde budalalığa düştüler; anlayışsız yüreklerini karanlık bürüdü. Akıllı olduklarını ileri sürerken akılsız olup çıktılar. 

Ölümsüz Tanrı’nın yüceliği yerine ölümlü insana, kuşlara, dört ayaklılara, sürüngenlere benzeyen putları yeğlediler. 

Bu yüzden Tanrı, birbirlerinin bedenlerini aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları içinde ahlaksızlığa teslim etti. 

Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.”

Yukarıdaki ayetlere bakarak, insanın günah karşısındaki vurdumduymaz tutumunun onun Tanrı karşısında suçlu çıkmasına neden olduğunu söyleyebiliriz.

 

İncil bu tutumu şu şekilde tanımlar:

Romalılar 1:28, “ Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. ’’

Ayeti okurken karşısındakini  sevmeyen ve hatta sevmekte yarar görmeyen kişilerin  tutumundan bahsedilir. Ayetlerde insan, Tanrı’nın sevgisine karşılık vermez, onun sevgisine karşılık vermekte bir yarar görmez, tersine günaha meyil gösterir, günahı sever.

 

Ayetin ikinci kısmında, “Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti… ’’ der. Bu ifadeye göre Tanrı, kendisini tanımak istemeyen ve  bunun yerine kendisine karşıt olan günahı sevenler için Tanrı’nın varlığından uzak, günahın acısını yaşayabilecekleri bir yer hazırlar. Bu yere “Cehennem” diyoruz.

 

1. Korintliler 6:9,   “Günahkârların, Tanrı Egemenliği’ni miras almayacağını bilmiyor musunuz? Aldanmayın! Ne fuhuş yapanlar Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alacaktır, ne puta tapanlar, ne zina edenler, ne oğlanlar, ne oğlancılar, ne hırsızlar, ne açgözlüler, ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de soyguncular.”

1. Timoteos 1:9,  “Çünkü biliyoruz ki, Yasa doğrular için değil, yasa tanımayanlarla asiler, tanrısızlarla günahkârlar, kutsallıktan yoksunlarla kutsala karşı saygısız olanlar, anne ya da babasını öldürenler, katiller, fuhuş yapanlar, oğlancılar, köle tüccarları, yalancılar, yalan yere ant içenler ve sağlam öğretiye karşıt olan başka ne varsa onlar için konmuştur.”

Cehennem de sonsuzdur. Tanrı’yı tanımak istemeyenler, cehennemde sonsuza kadar Tanrı’nın varlığından yoksun yaşarlar.

 

Kutsal Kitap’a göre Tanrı ile beraber olmak ‘yaşamı’, Tanrı ile beraber olmamak ‘ölümü’ simgeler. İncil dünyadaki varlığımızın, bedenimizi terk edip Tanrı’ya gitmesine  birinci ölüm der ve bu ölüm kaçınılmazdır.

İbraniler 9:27,  “ Bir kez ölmek, sonra da yargılanmak …insanların kaderi(dir).”

 

Tanrı’ya göre bu ölüm sınırlı yaşantımızın sonudur ve mezarda son bulan bu ölüm kaçınılmazdır. İncil’e göre İkinci ve sonsuz ölüm cehenneme gitmektir.

Vahiy 20:14,  “Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür.”

 

İkinci ölüm (cehennem), mezarda biten ölümden daha kötüdür. Mezardaki ölüm bedensel dünyadan ruhsal dünyaya bir geçiştir ancak  cehennemde kalmak  sonsuz olduğu için İncil asıl bu konuda endişelenmemiz gerektiğini söyler. Cehennem, sonsuz ölümdür. Cehennemden kaçınabilirsiniz, ancak cehenneme girmekten kurtulamazsanız çünkü oradan çıkış yoktur.

 

Tanrı’nın armağanı da cezası da sonsuzdur.

İncil’e göre İsa Mesih olmadan günah bilincine ulaşılamaz ve günaha karşı bir hayat sürdürülemez, İsa Mesih Tanrı’yı tanımak için yegane yoldur. Kutsal Kitap, İsa Mesih’in sonsuz yaşamın ve ölümün anahtarı olduğunu söyler. İncil’de İsa Mesih kendisi olmadan Tanrı’ya (gökyüzüne, cennete, semaya) ulaşılamayacağını söyler.

Yuhanna_14:6,  “İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.’ ”

Son Eklenenler

İlyas Uyar adlı yazardan...

Yazı, yazar vs. arayabilirsin!