Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cins veya cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir.
Kutsal Kitap’a göre, bir bireyin kendi hemcinsi ile birlikteliği kabul edilmez.
Kilisenin bu konuda doktrini ve temel aldığı ayetler vardır:Romalılar 1:26-27; 1.Korintliler 6:9-11; 1.Timoteos 1:10; Levililer 18:22 ve 20:13. Kutsal Kitap bu konuda açık ve nettir.
Cinsiyetlerin bozulması durumu insanın günahından sonra meydana gelmiştir; cinsiyetlerin bozulmasında Tanrı’nın bir etkisi olduğunu söylersek bu doğru olmaz çünkü Tanrı kutsal ve günahtan uzaktır. Bu durum tamamen insanoğlu ile ilgilidir.
Eşcinsellik de diğer cinsel günahlar gibi çarpıtılmış arzuların bir ürünü olarak ortaya çıkar.
Tanrı, “evlilik” aracılığıyla cinsel ilişkiyi serbest kılmıştır. Kadın ve erkek arasında gerçekleşen bu evlilik birliği dışındaki tüm birliktelikler Kutsal Kitap’a göre zina olarak nitelendirilmektedir. Bu yüzden cinsel günaha düşen bir birey de aktif bir şekilde eşcinsel olan bir birey kadar günahkardır. Bu günahlara düşmüş olan herkesin tövbe etmeye ve Tanrı’nın lütfunu almaya muhtaçtır.
Eşcinselliğin bir hastalıktan çok; istek veya arzuya yönelik bir durum olduğunu kabul etmek gerekir. Arzunun, isteğin, şehvetin önüne geçilip ona egemen olunabilir. Bu konuda Alberry ve Perry örnek olarak verilebilir.
Eşcinsel bir birey Kutsal Kitap’a göre iyileşme gösterebilir, arzularına engel olabilir. Kişi iman ettikten sonra bu arzu eylemine savaş açar ve iman hayatında bu mücadeleyi Kutsal Kitap ve Kutsal Ruh’un desteği ile sürdürür.
Eşcinsel birey kiliseden lütuf görür, uzun süreli bir iyileşme sürecine girer. Bu süreç sabır gerektirir; bu süreçte kişi hem kiliseye güvenir hem de kilisenin güvenini kazanır.
Kişi bu konuda tövbe edip yaşantısını Mesihsel değerlere göre sürdürerek hayatına devam edebilir. Bu durumda başka bir Mesih imanlısı eşcinsel bireyi (veya cinsel günahlar ile sorunu olan bir bireyi) suçlamaz, ona yardım eder; kendisinin de günahkar olduğu gerçeği ile duruma yaklaşır. Bir Mesih imanlısı durumu iğrenç ve kabul edilemez olarak nitelemek yerine bu duruma alçakgönüllü bir tutumla yaklaşmalıdır. Çünkü Kutsal Kitap’a göre Tanrı yarattığı tüm insanları sever ancak insanların günahlarından nefret eder. Bu nedenle iman eden kişinin bu konuda değişmesini ister.
Lütuf + zaman + güven cinsel günaha düşmüş bireyin iyileşme sürecinin sürdürülebilir kaynaklarıdır.
Kutsal Kitap bu konuda iyileştirici olduğu halde kişinin gösterdiği kararlılık ve kişinin eylemleri, bu konudan uzaklaşıp uzaklaşamayacağını belirler. Kutsal Ruh bu konuda ona yardım edecektir ancak kişi Tanrı’nın sözüne ve Kutsal Ruh’un yardımına rağmen arzularına engel olamayıp günahına devam edebilir.
İnsan, arsız çocuklar gibi etrafındaki her şeyi arzu etmeye ve cinsel günaha düşmeye meyillidir. Kişi günahını hormonlara, genetik bozukluklara, karşı konulamayan arzuya bağlaması bu durumu değiştirmez, günahına bir özür oluşturmaz.
LGBTİ bir birey olmak veya kişinin cinsel kimliği kişiyi tanımlamaz. Kişiyi tanımlayan İsa Mesih’teki amacıdır. Kişi bu amacını bulamazsa eşcinselliği bir kimlik olarak görür ama bu durum müjde aracılığıyla düzeltilebilir.
Kişi Mesih imanlısıyken eşcinsellik günahına (veya diğer cinsel günahlara) düşmüşse, kilise bu konuda önlemler alır. Kilise önderleri kişiyi tövbeye yönlendirir; gerekirse cemaatten uzaklaştırır.