Nijerya’da Binlerce Hristiyan Öldürüldü

İkiyüzlülüğümün Belgesidir (İsrail, Filistin, Nijerya).
Biz uyurken, dünyanın bir ucunda, hatta haritada dahi gösteremeyeceğimiz yerlerinde 1400 Hristiyan öldürüldü. Nijerya’da “cihatçı” olarak adlandırılan gruplar 4 ay içerisinde, sadece Hristiyan oldukları için çoluk çocuk demeden masum insanları katletti.

www.persecution.org (persecution:zulüm) dünya çapında, inancından dolayı zulüm gören Hristiyanlara dair gelişmeleri takip eden bir haber portalıdır. Her yıl binlerce Hristiyan, inançlarından ötürü ya öldürülüyor ya hapsediliyor ya da sürgün ediliyor. Kaç Hristiyan’ın dünyanın neresinde zulüm gördüğünü gösteren ve yıllara göre tasnif edilmiş rakamlara site içerisinden ulaşabilirsiniz. Hristiyanlara “zulüm” gösterme konusunda bayrağı Afrika devletleri taşıyor. Afrika’da hükümetin zayıflığından faydalanan birçok “cihatçı” grup Hristiyan köylerini basıyor ve insanları infaz ediyor, kızları kaçırıp köle olarak satıyor, tecavüz ediyor. Geçen senelerde IŞİD‘in Suriye’de yaşattığı vahşet Afrika’ya sıçramış durumda. Ancak kimse Afrika’daki bu durumla Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi uğraşmıyor. Oradaki halk kendi kaderlerine terk edilmiş durumda. Haberi okuyabileceğiniz linki aşağı bırakıyorum.
Geçenlerde İsrail ve Filistin arasında yaşanan sorun hakkında bizlere hangi tarafı tutuyorsunuz diyerek birçok soru soruldu. Ölümün taraftarı olmama konusunda her zaman temkinli konuştuk çünkü Kutsal Kitap’a göre “düşmanını sevmek” anlayışı sadece bir fikir değildir, ancak bunu uyguladıkça ve zor durumlarda bile bu fikre bağlı kaldıkça gerçekten düşmanınızı sevmiş oluyorsunuz. Nijerya’da ölen Hristiyanlar için ne düşünüyorsak İsrail’de ve Filistin’de ölen insanlar için de aynı şeyi düşünüyoruz.

İkiyüzlülük yapıp sadece kendi taraftarımı sevecek ve sadece onların ölümüne üzülecek kadar ölümün taraftarı olmam ne kadar acı bir durum olurdu, değil mi?

“İNSANLAR ÖLMESİN”, inandığımız gerçek budur. Dünyanın neresinden olursa olsun insanlar savaşın, nefretin, öç almanın sonucunda birbirlerini öldürüyorsa ve biz sadece taraftarı olduğumuz kişilerin canları için endişeleniyorsak, sonu gelmeyen bir nefret döngüsünün içerisinde kaybolacağız.

Çocuklarımıza miras bıraktığımız “düşman listeleri”, “nefret edilecekler listesi” gibi listeler gelecek nesillerin birbirlerine hangi gözle bakacağını belirleyecek unsurlardır. Sadece kendimiz zehirlenmiyoruz, gelecek nesilleri de zehirliyoruz. Nijerya’da yaşayan ve İsa Mesih’e inanarak hayatında duygusal bir değişim yapmış, bizim gibi bulaşık çamaşır yıkayan, çocuk büyütmekle ilgilenen, tarlasını süren, akşam evine ekmek getiren insanlardan neden nefret edildiğini hiç düşündünüz mü?

Tek suçu Ortadoğu’da yaşamak olan, herhangi bir millete mensup olduğu için diğer milletlerin doğal düşmanı haline gelmiş insanları düşündüğüm kadar düşünüyorum bu soruyu. Tanrı’nın değer verdiği ve ne pahasına olursa olsun sevdiği bir varlığı yine Tanrı’nın adını kullanarak öldürme motivasyonunu anlayamamaktan bahsediyorum. Anlayan varsa beri gelsin. Bu yazdıklarım insanoğlunun “ölüme taraftar” olan, sadece kendi sevdiğinin ölümüne üzülen mide bulandırıcı ikiyüzlülüğünün belgesidir. Ellerini düşmanının ölümüne, sevdiğinin esenliğine açan insanoğlunun ikiyüzlülüğünün Tanrı’nın bakış açısından nasıl göründüğünün belgesidir.

Hristiyanlar olarak ölümü değil yaşamı seçiyoruz. Hristiyanlar olarak, bizi düşman görenlerin ölümünü seçmiyoruz, onların Tanrı sevgisini bulmasını seçiyoruz. Hristiyanlar olarak İsa Mesih’in haç üzerinde tüm insanlık için verdiği kutsal kanını kendisine düşmanlık edenler için de verdiğine inanıyoruz. Ölümün değil yaşamın taraftarıyız. Sadece bizim gibi düşünenlerin değil, bizden farklı düşünenlerin de ölümüne üzülüyoruz. Ölüme tezahürat yapanların geleceklerini de zehirlediklerinin farkına vardıkları günleri göreceğimize inanmak istiyoruz. Ama maalesef bu dünya İsa Mesih’i anlamadan başkalarının ölümüne sevinmeyi bırakamayacak .

Yazı, yazar vs. arayabilirsin!