YÜREK AĞRISI

’Kırık kalplerin hikâyesi kısa olur. “Ne oldu?” derler, “Hiç” dersin.’

Tam da yürek yarasını nasıl yaşadığımızı anlatan bir cümle. Anlatamadıklarımızı yazmaya kalksak, yazacak sayfalarca şeyler buluruz belki. Yüreğimizde, ne çok isteriz duyulmayı, anlaşılmayı, deva bulabilmeyi.

Fakat çoğu zaman “ne oldu?” sorusuna yanıtımız sayfalarca olmaz, ancak bir “hiç” kadar kısacıktır. En zor olanı da “hiç” dediğimiz acıların, yaşandığı andaki dökülen göz yaşları ve yürek ağrısı oranında, kendilerine özgü ağırlıkları olmasıdır.

Bu “hiç’ler” el ele verir, birleşerek büyür ve ağırlaştıkça dibe çökerler. Dibe çöküş gücünü de sese gelememekten alırlar, böylece çöktükçe çökerler. Orada, en diplerde “hiç” dediklerimiz, koca bir kütledir artık. Bir zamanlar; o kütlenin her bir parçası bir acı söze, bir ihanete, bir zorbalığa, bir şiddete, birer acı deneyime denk gelmekteydi ama artık boğazda düğümlene düğümlene yürek deryasında en derinlere inmiş ve adı artık-bağra basılmış taşlar misali- bir “kütledir”.

Sorsan, “hatırlanmaza” dönüşene kadar bastırılmıştır.

Öyle ya, kolun kırılsa derdini anlatırsın, başın ağrısa da dersin ama ah bu incitilmişlikler “söylenemez” olur çoğu zaman. Diyemeyiz derdimizi, başımıza gelenleri. Bastırdıkça bastırırız. Artık yalnızca ağırlığını, mutsuzluğunu, umutsuzluğunu duyumsarız kütlenin.

Aslında ne çok isterdik güvende hissetmeyi, anlatabilmeyi, sese dökmeyi, dile getirmeyi başımıza gelenleri. Anlaşılabileceğimize bir inansak ah!

Kim anlar beni?

Ne güzel bir soru! Bu sorunun içinde umut vardır, beklenti ve de derin bir ihtiyaç, bir yardım haykırışı.

Var mı beni anlayabilecek, bu kadar yakın hissedebileceğim, bu kadar güvenip teslim olabileceğim, derdime derman olacak biri?

Dünyanın en harika en iyi haberlerinden biri olabilir bu haber ama, evet var.

Bize ana rahminde şekil veren, sevgisiyle bizi yaratan, her şeyi gören, her şeyi bilen Tanrı, bizi işitir, bizi anlar. Biz yüreğimizdeki her acıyı, her hayal kırıklığını, her ihaneti, maruz kaldığımız her zulmü her şeyi ona getirebiliriz. 

O, sabırla ve büyük bir şefkatle ve anlayışla ellerimizde ona getirdiklerimizi, yüreğimizi dinleye dinleye, yargılamadan alır ve onları şifaya dönüştürür, özgürlüğe dönüştürür. 

Bununla da kalmayıp “hiçlerimize” inanılmaz bir anlam katar ve güçlendirir ve zaferle kaldırır o yıkım içindeki paramparça bizi.

Nereden biliyoruz peki bunu? Tabi ki vaadinden O’nun Kutsal Sözlerinden biliyoruz. Gelin birlikte Rabbin Sözlerine bakalım şifa niyetine:

Mezmurlar 34:4 RAB’be yöneldim, yanıt verdi bana, Bütün korkularımdan kurtardı beni.

RAB’be yöneldim, yanıt verdi bana, Bütün korkularımdan kurtardı beni.

Mezmurlar 34:18 RAB gönlü kırıklara yakındır, Ruhu ezikleri kurtarır.

Âmin!

İsa Mesih bu dünyaya neden geldi?

Yeşaya 61:1-4 ayetlere bakacak olursak;

Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için, Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, Zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını der Devamında ise;

Yas tutanların hepsini avutmak, yas tutanlara yardım sağlamak –Kül yerine çelenk,

Yas yerine sevinç yağı,

Çaresizlik ruhu yerine

Onlara övgü giysisini vermek için RAB beni gönderdi. Diyor.

Âmin!

İşte İsa bu nedenle yüceliğini bırakıp bu dünyaya geldi. Hastalıklarımızı çarmıhta bedeninde taşıdı. Yalnızca hastalıklarımızı mı peki? Acılarımızı, hayal kırıklıklarımızı, yürek ağrılarımızı, uğradığımız her türlü zulmü almak ve şifa vermek istiyor.

Peki güzel de bu sözler benim için ne ifade etmeli diyebilirsiniz. Bu göksel umutla iyileşebiliriz, özgürleşebiliriz. O zaman o dipte ne yürek ağrıları taşıyorsak bu cesaret ile Rabbin elini tutarak derinlere yürüyebiliriz. Artık inkâr ederek, görmezden gelerek, yokmuş gibi yaparak yaşamaya devam etmek zorunda olmadığımızdan emin olabiliriz. Laf aramızda zaten semptomları canımızı o kadar farklı şekillerde yakıyordur ki çok da “inkâr etmeyi” ya da “yokmuş gibi davranmayı” beceremeyiz değil mi?

Son olarak şunu hatırlatmak istiyorum; Tanrı bizi şifamız ve özgürlüğümüz için gereken her şeyi fazlasıyla yapacak kadar seviyor.

Umudunuz ve inancınız tam olsun.

Sizi seviyoruz ve sizin için dua ediyoruz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Popüler Yazılar