İncil’de İsa Mesih’in çocuklar ile ilgili söylediği sözler, çocuklara sevgi beslemenin ötesinde bir anlayış içerir. İsa Mesih şöyle söyler:

Bu sırada öğrencileri İsa’ya yaklaşıp, “Göklerin Egemenliği’nde en büyük kimdir?” diye sordular. İsa, yanına küçük bir çocuk çağırdı, onu orta yere dikip şöyle dedi: “Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği’ne asla giremezsiniz. 

(Mat 18:1-2)

İsa Mesih’in “Göklerin Egemenliğine” yani Cennete kimin gideceği sorusuna verdiği cevap o kadar karmaşık ve ulaşılmaz değildir. Bir çocuk yüreği Cennete girmek için gereken erdemleri içermektedir. Çocuklardan alçakgönüllülük konusunda öğrenebileceğiniz çok şey var. Tanrı’nın çıtası o kadar aşağıdadır ki o çıtayı aşmak için eğilmeniz, diz çökmeniz gerekmektedir. Hristiyanlığı “yürek tutumu” kavramı üzerinden düşünebilirsiniz. Hareket, tavır veya pratiklerinize yansıyan tüm duygusal durumlar bir zihin-duygu-mantık süzgecinden geçmekte. İsa Mesih bu süreci bir çocuk gibi algılamamız ve pratik etmemiz gerektiğini söyler.

İsa Mesih çocukların hesapsızca sevebilen yüreği ile ilgili de konuşur. İsa Mesih:

O sırada bazıları küçük çocukları İsa’nın yanına getirdiler; ellerini onların üzerine koyup dua etmesini istediler. Öğrenciler onları azarlayınca İsa, “Bırakın çocukları” dedi. “Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir.” 

(Mat 19:13)

İsa Mesih’in etrafında onu sevenler olduğu kadar sevmeyen kişiler de vardı ancak çocuklar İsa Mesih’i karşılıksız severler. Kutsal Kitap yasası şu cümle ile özetlenmiştir “Tanrın olan Rab’bi bütün yüreğinle bütün canınla bütün aklında seveceksin ve Komşunu kendin gibi seveceksin” bu ayete göre çocuklar, bu ayeti uygulayabilecek varlıklardır. 

Çocuk olmak saf ve karşılıksız bir sevgi içerir, karşılıksız bir güven içerir. Bu güven çocukların, büyüklere kendilerini teslim etmelerini içerir. Tanrı da bizi böyle sever, biz de Tanrı’ya bir çocuk gözünden bakarız. Tanrı güvenimizi sarsmaz, biz Tanrı’yı üzebiliriz ancak o bizim “Babamız” dır, biz çocuk yüreği ile onu sevmeyi öğrenmezsek Tanrı’nın egemenliğini göremeyeceğiz.

Bu yüzden size karşılıksız bir sevgi gösteren ve ihtiyaç duyan bir varlığı sırf kötülük yapmak amacı ile yanlış yola saptıran kişi, İncil’e göre “kötü bir insandır”.

İsa Mesih bu konuda şöyle söyler:

“Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse, boynuna kocaman bir değirmen taşı asılıp denizin dibine atılması kendisi için daha iyi olur. 

(Mat 18:6)

Değirmen taşı ağırdır ve su içerisinde boğulmak da kötü bir ölümdür. İsa Mesih bu örnek ile kişinin taşıdığı suçun cezası ile orantısını açıklamak için kullanmıştır. Bir varlık; Tanrı’ya, sevgiye, iyileşmeye, ilgi görmeye, ilgi duyabilir, ihtiyacının tersi şekilde ona yaklaşmak Tanrı için kötülüğün tanımıdır.

Çocuklarımıza kötü örnek olduğumuzda, onlar ile ilgilenmediğimizde, onlardan sevgimizi esirgediğimizde, onlara; küfür etmeyi, nefret etmeyi, öfkelenmeyi, öğüt olarak verdiğimizde İsa Mesih’in bu sözü bizim için de geçerli olur. 

Çocukları çevremizde gezerken görüyorum onlara hiç ilgi göstermiyoruz, onlardan öğrenmiyoruz. Ancak Tanrı onları da gözlemleyerek davranışlarımızı değiştirmemizi istiyor.

Bir çocuk gibi olmak, Tanrı ile olan vatandaşlığımızın önemli bir parçasını oluşturur. Çocuk yüreğini anlarsak Tanrı’yı da anlarız, baba yüreğini anlarsak Tanrı’yı da tanırız.

Çocuk Bayramı Kutlu Olsun.

Yazı, yazar vs. arayabilirsin!