Yaz yağmurları bir anda gelir, hiç hazırlıksız olduğunuz bir anda kara bulutların geldiğini ve gökyüzünü doldurduğunu görürsünüz. Bir anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başlar. Sokaktaki kimse o yağmura pek de hazırlıklı değildir ve herkes bir anda koşuşturmaya başlar. Kendine sığınacak bir yer, gideceği yere kadar bir ulaşım aracı veya kendini korumak için bir şemsiye arar. O an dışarı bakıldığında tam bir kaos ortamı görülebilir. İnsanların çekincesi ıslanmak ve hasta olmaktır. O karmaşada evde olan kişi en huzurlu kişidir tüm fırtına ve yağmura karşı evde güvende olduğunu bilmek o kişiyi rahatlatır.
İsa Mesih de öğrencilerine şöyle dedi, “Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı’ya iman edin, bana da iman edin. Babam’ın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım. Benim gideceğim yerin yolunu biliyorsunuz.” (Yuhanna 14:1-4)
İsa Mesih bu sözleri öğrencilerine söyledikten sonra, Mesih’in çarmıha gidiş yolculuğu başladı. Öğrencilerin üç yıl ardından gittikleri İsa Mesih, yakalandı ve insanlar tarafından çarmıha gerildi. Sonrasında, dirilmiş Mesih’e tanıklık eden bu kişiler İsa’nın Rab ve Kurtarıcı olduğunu duyururken birçok sıkıntı ile karşılaştılar. Fakat İsa Mesih onlara “yüreklerinin sıkılmamasını çünkü onlara gittiği yerde bir yer hazırladığını” söyledi. Yuhanna 14:27’de İsa Mesih, öğrencilerinin yaşayacağı tüm kaos ve sıkıntılara karşın onlara şöyle dedi, “Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.”
Hayatta sürekli sorunlarla ve sıkıntılarla karşılaşırız, belirsizlik ve korku bizi karamsarlığa ve ümitsizliğe sürükler. Böyle durumlarda yüreğimiz sıkılır ve endişe duyarız. Ne kadar huzur bulmaya çalışsak da sıkıntılar geçmeden yüreğimiz asla sakin olmaz. Fakat İsa Mesih sıkıntılı zamanlarda dahi esenliğimizin olabileceğini söylemektedir. Yuhanna 16:33 ayette “Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” diyerek Hristiyanları cesaretlendirmiştir ve kendi esenliğini vermiştir. Bu esenlik sıkıntılar çözülmüş olmasa da İsa Mesih’te olanların yüreğindedir çünkü İsa Mesih’e iman edenler Mesih’in dünyayı yendiğini bilirler.
İsa Mesih, “dünyayı yendiğini” söylerken günahtan ve ölümden bahsetmektedir. İnsanlığın en büyük sorunu günah ve günahla gelen ölümdür. Bu ölüm Tanrı’dan tamamen ayrılmak ve cehenneme gitmektir. İsa Mesih çarmıhtaki ölümü ve ölümden dirilişiyle bu sorunu ortadan kaldırmıştır. İnsanlık artık ölüme mahkûm değildir, günahın verdiği ruhsal huzursuzluk ve ölüm korkusu ortadan kalkmıştır. İsa Mesih, çarmıhta döktüğü kanla günahın bedelini ödemiş ve Romalılar 8:1 ayette dediği gibi, “Böylece Mesih İsa’ya ait olanlara artık hiçbir mahkûmiyet yoktur.”
İsa Mesih’e iman eden ve O’na ait olanların bu sıkıntısı çözülmüşken hala bu dünyada yaşamaktadırlar ve hala günahla bozulmuş bu dünyanın sıkıntılarına tabidirler. İsa Mesih’e iman etmek artık hayatının idaresini Tanrı’ya bırakmak anlamına gelir. İsa Mesih’e iman edenler bu hayatı tek değil Tanrı’yla yaşıyor demektir. Tanrı’yla yaşamak demek insanın hayatı için Tanrı’ya güvendiği ve O’nun gücünün her şeye yeteceğine inanmak demektir. Yeşaya 41:10 ayetinde Rab Tanrı şöyle der, “Korkma, çünkü ben seninleyim, Yılma, çünkü Tanrın benim. Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim; Zafer kazanan sağ elimle sana destek olacağım.” İsa Mesih’in öğrencilerine bu dünyadaki son sözlerinden biri de buydu, “… İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim” (Matta 28:20b). Tanrı’nın bizimle olduğu ve egemen olduğu gerçeği Hristiyanların yüreğine esenlik veren gerçektir.
Hayattaki temel endişelerimizden biri geçim sıkıntısıdır. Birçok kişi geçim sıkıntısından ötürü endişeli ve kaygılıdır. Dünyadaki tüm sıkıntıların temelinde şeytan ve günah yatmaktadır (bu konuda daha çok bilgi edinmek isterseniz forumumuzdaki “Kötülükten Bana Ne?” makalesini okuyabilirsiniz.) Adem ve Havva’nın günahıyla karmaşa, aldatmaca, kötülük, zorluk ve acı dünyamıza girmiştir. Fakat Tanrı hala egemendir ve bize gerekli olan her şeyi sağlamaktadır. İsa bu dünyadayken insanlara şöyle dedi;
“Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.”
Tanrı, bizlerin ihtiyaçlarını bilen ve bizlerin ihtiyaçlarını sağlayan Tanrıdır. Fakat korku ve endişeden ötürü Tanrı’ya değil sorunlara yani kaosa odaklandığımızda Tanrı’nın sağlayışını gözden kaçırırız.
Filipililer 4:6-7’da Pavlus der ki, “Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.” Kişinin sıkıntı içerisindeki belirsizlik ve gelecek korkusuna karşılık kaygılanmadan Tanrı’ya dua etmesiyle kişinin yüreği esenlikle dolacaktır çünkü hayatının emin ellerde yani Tanrı’nın elinde olduğunu bilir. Hayatın mücadelesi ve zorluklardan dolayı yorgunluk hissedebiliriz. İsa Mesih bunun için Matta 11:28-30’da “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir” demiştir.
Boyunduruk öküzlerin tarlayı sürerken boynuna bağlanan bir alettir. Yavru öküzün tarla sürmeyi öğrenmesi gerektiği gün geldiğinde, boyunduruğun ikinci bölümü yavruya bağlanır ve yetişkin öküz boyunduruğu ve yükü yüklenirken yavru öküz tarla sürmeyi öğrenir. Eğer yavru öküz toyluğundan ve gençliğinde hızlı gitmeye başlarsa, tüm yükü o çeker, eğer yavaşlar ve geride kalırsa, sürüklenmeye başlar. Ama eğer tüm yükü yetişkin öküz yüklenirse yavru öküz yavaş yavaş nasıl tarla sürüleceğini öğrenir.
Bu hayatı İsa Mesih’i izlemeden yaşamak hayatın tüm yükünü yüklenmek gibidir ve insanı yorar. Hayatımızın çoğunda Tanrı’yı beklemeden ona danışmadan yaşarız tarladaki taşlı toprağa geldiğimizde ise zorluklarla karşılaşırız. Eğer hayatımızda İsa Mesih’i izlersek, O’ndan öğrenirsek bu hayat zorluklarda ve sıkıntılarda yüreğimizde esenlik olur çünkü o zamanlarda yükü yüklenen Tanrımız İsa Mesih’e güvenerek yaşayabiliriz ve İsa Mesih aracılığıyla o zorlukların üstesinden nasıl gelebileceğimiz öğreniriz.
Kutsal Kitap’ta İsa Mesih’in fırtınada olan öğrencilerine suyun üstünde yürüyerek yaklaştığı bir bölüm vardır. Burada kendilerine gelenin İsa olduğunu duyan Petrus İsa’ya, “Ya Rab, eğer sen isen, buyruk ver suyun üstünden yürüyerek sana geleyim” der. İsa’nın Petrus’a “Gel” demesiyle Petrus suya adım atar, fakat rüzgârın ne kadar güçlü estiğini görünce korkar, batmaya başlar. “Ya Rab, beni kurtar” diye seslenen Petrus’a uzanan el İsa’nın elidir (Matta 14:22-36).
Bizlerin hayatında da böyle fırtınalar olmaktadır ve fırtınaya odaklandığımızda bu dünyada batmaya başlarız ama eğer gözümüzü Tanrı’ya İsa Mesih’e dikersek Petrus’un ilk adımlarında olduğu gibi fırtınada korkmadan yürüyebiliriz. Mezmur yazarı şöyle diyor, “Denizler gürlüyor, ya RAB, Denizler gümbür gümbür gürlüyor, Denizler dalgalarını çınlatıyor. Yücelerdeki RAB engin suların gürleyişinden, Denizlerin azgın dalgalarından daha güçlüdür.” (Mezmur 93:3-4)
Hayatındaki fırtınalarda Tanrımız İsa Mesih’e güvenmeyi öğrenen ve O’nun egemen olduğunu öğrenen Petrus’u, Elçilerin İşleri mektubunun 12. Bölümde görürüz. Ertesi gün yargılanacağını bildiği ve zindanda iki asker arasında olduğu halde esenlik içinde uyumaktadır. Düşünebiliyor musunuz; bir sonraki gün birçok Hristiyan’ı İsa Mesih’e olan imanlarından dolayı yargılayan ve idam eden Hirodes’in önüne çıkacak Petrus, iki askerin arasında huzurlu bir şekilde uyuyabiliyordu. Bir sonraki gün yargıdan sonra idam edilmeye gidebilirdi, nasıl bu kadar rahat uyuyabilirdi? Bunu sebebi İsa Mesih’in egemenliğine olan güveni ve Tanrı’nın verdiği yüreğindeki esenlikti. Tanrı o gece meleğini gönderdi ve Petrus’u o zindandan kurtardı. Petrus bunun gerçekleşeceğini bilmiyordu ama yüreği sakin bir şekilde uyuyabiliyordu.
Gerçek esenlik sıkıntılar geçmeden Tanrı’nın verdiği güven duygusudur. Hayatımızda birçok sorun ve sıkıntı var ve sürekli bunları atlattığımızda huzurlu olacağımızı söyleriz ama hayattaki sorunlar ve sıkıntılar ölene dek sürecektir. Fakat bu sorun ve sıkıntılarda Tanrı’nın sizinle olduğunu, sizi güçlendirdiğini, koruduğunu ve hayatınızda egemen olduğunu bilmeniz sizi güçlendirecektir.
Sıkıntı anında bile Tanrı yüreğinize esenlik verecektir. Bugün hayatınızdaki tüm sıkıntıları, sorunları ve endişeleri İsa Mesih’in adıyla dua ederek O’na getirin ve O’nun adına iman ettiğinizde göreceksiniz ki Onun her kavrayışı aşan esenliği İsa Mesih aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.