Kilisede Öldürülenler Üzerine

Santa Maria kilisesine düzenlenen saldırının ardından birçok yorum yapıldı yapılmaya devam ediyor. Hristiyanlar olarak nedenini bilmediğimiz altında siyasi, sosyal, dini nedenlerin de olabileceği birçok şey aklımıza geliyor.

Hrisytiyan’sanız maalesef nedene bile gerek yok. Nedenini bilmediğimiz durumlardan öldürülüyoruz. Bazısı bunu dini amaçlar ile yapıyor ki amaçlarını inançlarının gereklerine dayandırıyorlar. Eğer inancınız başkasından nefret etmenizi buyuruyor ise genellikle bu duygu nefretin ötesine geçip nefret etmeniz gereken zümreye ölüm solumanıza neden oluyor. Bu anlamda dünya nüfusunun büyük bölümü Hristiyanlar’dan nefret ediyor.

Garip değil mi? Hiç tanımadığınız hayatınıza iyi veya kötü katkısı olmamış birisini anlamadan ve tanımadan belki sevebilecekken ondan nefret etmek mantığımızın almadığı bir şey. Ancak maalesef biz Hristiyanlar o kümenin bir elamanıyız. Bu nefret dalgası yüzünden her yıl sadece Nijerya’da 80.000 e yakın Hristiyan öldürüldü. Bu neredeyse bir soykırım. Bu sadece Afrika kıtasındaki bir ülkeden alınan veriler. Afrika’da terör örgütleri her yıl birçok köyü basıyor ve insanları katlediyor. Ancak bundan kimsenin haberi yok.

Santa Maria kilisesi haberini okuduğumuzda şaşırmadık, şok olmadık, artık kiliseye saldırı haberlerini, Hristiyan toplumundan nefreti öylesine kanıksamışız ki. Yakalanan kişilerin motivasyonları ne olursa olsun, sonuçta bizler Hristiyan’ız ve toplum bunu hoş karşılamıyor. Kiliselerimize gelenler bu tavrı saklamıyorlar. İnancımıza olan yaklaşım o kadar hasmiyane ki bu hasmiyane tavrı da kanıksadık. Santa Maria kilisesine giren kişilerin bir örgüt üyesi olması şart değil, dini bütün insanlar da olabilirler, bizden sırf Hristiyanız diye nefret ediyor da olabilirler, insanların hakkımızda yaptıkları yorumlardan etkilenmiş bile olabilirler. Bu nedenlerin hepsini de kanıksadık. Çocuklarımız okullarında sırf Hristiyan oldukları için eza görürken bu kanıksanmış fikri ilmek ilmek akıllarına işliyorlar “biz Hrisityanız ve bizi (neden bilmiyoruz) sevmiyorlar.

Artık bit fikre evrilen bu ‘Hristiyanları sevmiyoruz’ anlayışı, neden ne olursa olsun vardığımız sonucun değişmeyeceğini gösteriyor. 2007 yılında Malatya’da kardeşlerimiz katledildi, 2019 yılında Diyarbakır’da bir kardeşimiz öldürüldü. Demek ki durum değişmiyor, coğrafya değişiyor ancak durum değişmiyor. Kimseden bizi sevmesini talep edemeyiz. Maalesef kimseye bir kötülüğümüz dokunmadığı halde elinde silah ile bir kişinin kiliseye girerek insanları katletmesini kişiyi kafasında bir maddeye indirgermesi dışında hiçbir mantığa sığdıramayız.

Normalleşmiş her nefret kendisine yeni düşmanlar arar. Şükürler olsun biz eskiden beri düşmanı ve tarafı olmadığımız bir savaşın öznesiyiz. Şükürler olsun biz düşman da değiliz taraf da değiliz, şükürler olsun yüreğimizi nefret ve öfke ile kirletmemeyi seçiyoruz.

İnsanların öldürülmesine nefret ile oluşturulmuş bu değirmene su yetiştiren, bu kervanda at koşturan insanlara karşıyız. Yanaklarımızı sağa sola çevirmek bize zor gelmiyor. Bu yıllardan beri yaptığımız ve İsa Mesih’in sevgisinden devşirdiğimiz “düşmanını sev” anlayışının bir tezahürüdür. Malatya’daki katliamda da çıkıp “katilleri affediyoruz” dedik, Katolik kilisesi de aynı şeyi söyleyecek. Çünkü Mesih’in ektiği barış fikri en az ölüm kadar güçlü, İsa Mesih’in sevgisinin değiştiriciliği tüm haklarımızı Tanrı’nın adil ellerine bırakmamızı emrediyor. Bu emri zor olsa da demir leblebiyi yutar gibi yutuyoruz. Bizce katillere ve bizden nefret edenlere bizim vereceğimiz hiçbir cevap Tanrı’nın gazabı kadar güçlü olmayacaktır.

Tüm Katillere

Dünyanın her yerinde iyi veya kötü bir şey yapmadıkları halde kimlikleri yüzünden canlarını veren tüm İsa Mesih imanlıları onları öldürmenizden önce sizler için dua ediyordu. Sizin için dua eden insanları öldürdüğünüzde kanlı ellerinizi Tanrı’ya açtığınızda duyulmayacaksınız. Bel bağladığınız öte hayat, katlinizden dolayı ödül olarak tasarladığınız öte hayat sizi kucaklamak yerine yutacak. Burada para aşkıyla, itibar arkasında koşmak, isim yapmak, ışığa gelen sinekler gibi nefretinize adam toplamak için yüreğinizde veya ellerinizle öldürdüğünüz her bir insan için onları yaratan ve onlara göz bebeği gibi bakan tüm masumlar için Tanrı sizden hesap soracak. Bizden korkmayın biz öldürülmeye alıştık.

Tanrı’dan korkun. O daha hesap sormaya başlamadı…

2 thoughts on “Kilisede Öldürülenler Üzerine”

  1. Muhsin yıldırım

    Keşke herkes sizin gibi olsaydı sevmeyen insandan ne beklersin hocam yüreğinde sevgi olmayan insandan her türlü kötülüğü bekle

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Popüler Yazılar