Keşke böyle sonlanmasaydı, keşke ipi göğüsleyip eleştirilecek, ayıplanacak bir yön bırakmadan hizmet bayrağını teslim edip sevdiği Rabbine gidebilseydi. Bunun yerine ardında gözü yaşlı, öfkeli ve aldatılmış büyük bir kitleyi bırakarak aramızdan ayrıldı…
Tahmin edeceğiniz gibi sözünü ettiğim kişi Ravi Zacharias’dır. Küresel çapta oldukça ünlü bir inanç savunucusu olarak tanınan Ravi Zacharias, Tanrı’nın egemenliği için büyük bir hizmet sundu. Ancak şimdi onun hizmetini konuşmaktan çok, bir insanın nasıl hem Tanrı’yı çok sevip ve O’na hizmet edip hem de günah batağı içinde olabileceğini düşünüyoruz.
Bu olaylar olurken Tanrı neredeydi? Neden böyle olmasına izin verdi? Olaylar nasıl bu noktaya geldi? Nasıl insanlara fark ettirmeden bunca cinsel istismar olayını gerçekleştirdi? Ravi Zacharias ‘bunların bir gün ortaya çıkacağını düşünüp hiç mi korkmadı?
Ravi Zacharias, ömrü boyunca yüz binlerce insanı Mesih’e yönlendirdi. 1946 yılında Hindistan’da doğdu. Kanadalı-Amerikalı kimliğiyle dünyayı gezdi. Kimileri çok okunanlar listesine giren 30’dan fazla kitap yazdı ve inanç savunması adına öyle etkili hizmetler sundu ki, hemen hemen herkes onu tanıdı ve ondan ve onunla birlikte hizmet eden takımdan bereket aldılar.
19 Mayıs 2020 yılında Atlanta Georgia’da hızla ilerlemiş kanser rahatsızlığının olduğunu öğrendikten 2 ay sonra hayatını kaybetti. Ancak, dünyadan ayrılmış olmasına rağmen her türlü cinsel istismar ile zarar verdiği kadınlar, onun yaptıklarını sineye çekmek yerine, cesaretle ayağa kalkıp dünyanın farklı farklı yerlerinden seslerini yükselterek haklarını aramaya başladılar.
Bu süreç belki de en çok, eşi Margaret Reynolds, çocukları Sarah Zacharias Davis, Nathan Zacharias ve Naomi Zacharias ‘ı derinden etkiledi. Herkes şaşkındı, acı kayıplarının yasını tutmak yerine cinsel istismar iddialarıyla uğraşmak zorunda kaldılar. Daha kayıplarının sıcaklığı soğumadan çok daha büyük bir acı dalgasıyla sarsıldılar.
Bir eşin, bir babanın çocuklarına bırakacağı en değerli erdem onur duyulacak bir hayat ve son nefesine kadar sürdürdüğü yarışı tamamlayarak gösterdiği sadakattir. Gurur duyulacak bir baba olmak, tüm dünyayı keşfetmekten, kimsenin yapamayacağı şeyleri yapmaktan ziyade ailesine ve Tanrısına sadık kalması, son ana dek sevgili bir eş ve baba olabilmesidir sanırım.
Dünyayı kazansanız ama çocuklarınızın utanç duyacağı bir miras bırakarak dünyadan ayrılırsanız ne yazık ki sadece kötü anılarla anımsanır ve anılırsınız. Elbette Ravi birçok kitap yazdı, çok konuştu, çok hizmet etti ve çok kişiyi Tanrı’ya yönlendirdi. Yazdıkları, söyledikleri yanlış mıydı veya Tanrı’ya yönlendirdiği kişiler bir yalana mı inandılar? Elbette değil! Ravi’nin yaptıklarının nedenini bilemeyeceğiz, onun ne kadar uğraştığını ya da uğraşmadığını ya da ne kadar ayartıldığını bilmiyoruz. Bilmemiz gerekmez.
Bildiğimiz şey şudur ki, Ravi Zacharias gibi dünyaca bilinen, saygın bir hizmet kuruluşunun kurucusu olan, üretken bir yazar, Tanrı adamı ve filozof olarak yüzbinlerce insanı Tanrı’ya yönlendiren; imanlıların kafalarındaki soruları yanıtlamak için Tanrı’dan aldıklarını paylaşan birisidir ve şu gerçeği herkes bilmelidir ki böyle etkili hizmet edenlerin herkesten daha çok ruhsal anlamda saldırıya uğrayacağını, iblisin hedefinde olacağını unutmamalıyız.
İsteyen www.rzim.org sitesine girip ayrıntılı olarak Miller & Martin hukuk bürosunun hazırladığı raporu ve neden halka açık ve şeffaf bir soruşturma yürütüp bağımsız hukuk bürosunun raporunu yayınladıklarını okuyabilirsiniz. Söz konusu Ravi Zacharias ve hizmetleri olunca doğal olarak bunun haber değeri taşıması, en bilinen medya kuruluşlarının radarına girmesi de anlaşılır bir durumdur. Kimilerinin yaşananlara “oh olsun, daha beter olsun!” dediklerini, kimilerinin “vah vah ne acı, ne kötü!” dediklerini de duyarsınız.
Yayınlanan rapora göre Ravi Zacharias’ın günahlı eylemleri Ravi Zacharias’ın kurduğu kuruluşun yönetim kurulu tarafından bilinmemektedir deniliyor. Ravi Zacharias’ın bu eylemlerini bu denli gizli yürütmesi ve etrafında kimseye bunları fark edecek kadar yakın olmaması da bir o kadar üzücüdür.
Yönetim kurulu her ne kadar rapor tamamlandığında bunun Ravi Zacharias’ın eşi, oğlu ve kızlarının yüreğini paramparça edeceğini bilseler de alçakgönüllü bir şekilde derin bir üzüntüyle raporun yayınlanmasına izin verdiler. Herkesin bu konuda konuşmasına, suçlamalarına ve hatta öfkelerini kusmalarına izin verdiler. Çünkü gerçek tövbe böyle olur. Arınmanın yolları dikenli olabilir. Bazen bedel ödemek de gerekebilir. Açıklık, hesap verebilirlik ve şeffaf bir yaşam bazen fazladan efor istese de bizleri korur.
Geçtiğimiz hafta, başka bir inanç savunmacısının bu durumu yorumlayan videosunun altına yorumlarını yazan bir takipçinin sözleri çok değerlidir. Bu takipçi Ravi Zacharias ‘ın konuşmalarından birini dinleyip iman ettiğini, onun kitaplarıyla, konuşmalarıyla beslenerek büyüdüğünü, ona bakarak geliştiğini yazıyordu. Bu skandaldan sonra büyük bir düş kırıklığı yaşadığını, acıdan kıvrandığını ama artık insana değil, Tanrı’ya bakması gerektiğini anladığını ifade etmesi çok kıymetliydi.
Evet ister Ravi Zacharias’ın kurduğu hizmet olsun, ister başka hizmetlerde olsun; ister sadece kitabını okumuş olalım, ister bir konuşmasını dinleyelim, yapmamız gereken Tanrı’ya bakmaktır. Gözümüzü O’ndan ayırmamaktır.
Ravi Zacharias’ın günahı Tanrı’nın onun aracılığıyla yaptıklarını, ondan esinlendiklerini yok saymaz. Her hizmetin, özellikle o hizmetin önderinin, şeytanın hedefinde olduğunu kendine hatırlatması gerekir. Güçlü bir ekiple hizmet etmek, şeffaflık ve hesap verebilirlik gerektirir ve hizmetinde seni düzenli bir şekilde kontrol edebilen, her soruyu sorup yaptıklarını, yapmadıklarını irdeleyebilen birilerinin olması hayati derecede önemlidir. Bu hizmet eden herkesin sadece kendilerine ve hizmetlerine karşı sorumlulukları değildir, aynı zamanda kiliselerine ve daha çok kendi ailelerine karşı sorumluluklarıdır.
Bir çalışmaya göre 175.000 kişinin Ravi’nin hizmeti aracılığıyla iman ettiğini öğreniyoruz. Aslında Ravi Zacharias’ın çok daha fazla insana ulaştığı biliniyor. Yine de yaptığı her şeyin sorumlusu kendisidir. Biz Hristiyanlar olarak bu gerçeği kabul etmemiz lazım.
Aynı şekilde Tanrı’nın şefkati ve çarmıhta akıttığı kan her günahı, her acıyı örtmeye yeter de artar bile. Ravi Zacharias Tanrı’nın yargı kürsüsünün önünde duracak ve hizmeti için hesap verecek (Romalılar 14:10; 2.Korintliler 5:9-10). Bizim kimseyi yargılamaya hakkımızın olmadığını, herkesi yargılayacak olanın Tanrı’nın kendisi olduğunu anımsayacağımız günlerden birindeyiz. Hepimizin davası da Rab’ledir!
Her şeyi bilmesek de, anlamasak da, sindiremesek de Tanrı aynı Tanrı’dır. O değişmez (İbraniler 13:8), O’nun kurtaran lütfu değişmez; O’nun sevgisi sonsuzdur, O bırakmaz, terk etmez ve unutmaz. Biz yaşlanıncaya dek o aynıdır, saçlarımız ağarıncaya kadar bizi taşıyacak, biz vazgeçsek de o vazgeçmeyecek, bizi asla geri çevirmeyecek.
İnsan günah işler, insanın en iyi işleri bile kirlidir. İnsan yüreği kötüdür. İnsanın Tanrı’nın sahip olmadığı bir şeyi Tanrı’ya veremeyeceğini, her şeyin Tanrı’nın olduğunu anladığımızda kendimizi o kadar yüceltmeyiz. Tanrı’dır büyük olan, Tanrı’dır yüceltilmeye layık olan. İnsanlar en iyi işlerini bile kötü bir yürek tutumuyla yapabilirler ancak insanın bu hali Tanrı’yı kötülemez, Tanrı’yı lekelemez.
İnsan kim ki onu Tanrı’yla aynı kefeye koyalım. Bizim bir sözümüz vardır, insanoğlu çiğ süt emmiştir, diye. Ancak Tanrı kayamızdır, sığınağımızdır, umudumuz O’nda gemi demiri gibi sapasağlamdır, sarsılmaz. İnsan bizi düş kırıklığına uğratır ama Tanrı asla yarı yolda bırakmaz.
Belki de bugün konuşmaktan ziyade susmak, yas tutmak, Rab’bin önünde durup yaralarımızı iyileştirmemizi beklemekten, aktif bir şekilde duayla O’nun önünde durmaktan daha faydalı başka bir şey yoktur. Zira gerisi kaostur, gerisi yıpratıcı bir teferruattır.
“Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.” Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi. Sonra, “Yaz!” diye ekledi, “Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.” Bana, “Tamam!” dedi, “Alfa ve Omega, başlangıç ve son Ben’im. Susayana yaşam suyunun pınarından karşılıksız su vereceğim. Galip gelen bunları miras alacak.” (Vahiy 21:4-6)
Tanrı hepimize son ana dek dayanabilmek ve sadık kalabilmek için güç versin ki bu yarışı koşup Rabbimizin bizler için hazırladığı mirasa, sonsuz yaşama kavuşabilelim. Tanrı başta Ravi Zacharias’ın ailesi olmak üzere tüm imanlı kardeşlerimize lütfetsin, yüreklerine konuşsun ve sevgisiyle sarsın. Sözün dediği gibi, gidecek başka bir yerimiz yok çünkü yaşam sözleri O’ndadır.