Kurtuluş nedir? İnsan kurtuluşu neden ihtiyaç duyar? Kurtulmamış insanın sonu nedir? İnsan kendini kurtarabilir mi?
Bu yazının başından özetle söyleyebiliriz ki insan günah işleyerek hüküm giymiş ve sonsuz ölüme mahkûm olmuştur. Günah işlemiş kişi kendi çabasıyla asla ve asla kurtuluşu hak edemez ve kendini kurtaramaz. Günahkâr kişi günahlı canıyla günahlarının ücretini ödediğinde geriye hiçbir şey kalmayacaktır, bu da mahvolmak demektir. Öyleyse insan sonsuza dek günahın sonucu olan ölüme yani cehenneme mahkûm mudur? Kutsal Kitap’ın yanıtı ise Tanrı’nın sevgisiyle insanları kurtarması yani kurtuluşu armağan etmesiyle gerçekleştiğini söylüyor. Yuhanna kitabında 3:16 ayette diyor ki, “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.” Tanrı yarattığı ve can verdiği insanları o kadar çok sevdi ki onlar için kendini, biricik Oğlu, İsa Mesih’i insanların günahlarının karşılığı olarak verdi.
Romalılar kitabı 6:23 ayetinde “Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı’nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.” Bu iyi haberdir; günahla ölüme mahkûm olmuş ve kendini kurtaramayacak insanları, Rabbimiz İsa Mesih çarmıhtaki kurbanıyla kurtarmış ve günahların bedelini ödemiştir. İnsanlar kurtuluşu hak etmemekle beraber Mesih’in çarmıhta canını vermesiyle O’nun Tanrı ve Kurtarıcı olduğuna iman eden herkese kurtuluşu armağan etmiştir. Yuhanna 3:16’daki “… O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun” sözündeki kalın harflerle yazılanlara herkesi yani sizi ve dünyadaki her insanı kapsar.
Kutsal Kitap bize yaratılışı, yaratılışın günahla nasıl bozulduğunu ve Tanrı’nın günahın tüm etkilerini nasıl onardığını anlatmaktadır. Tanrı insanları yarattığında onları Aden bahçesine yerleştirdi ve onlarla ilgilendi. Başlangıçta Tanrı insanı kendi suretinde yarattı (Yaratılış 1:26-27) ve insanlar ile özel bir ilişkiye sahipti. Bu ilişki Tanrı’nın lütfudur yani karşılığında bir şey yapılmadan Tanrı tarafından verilmiş karşılıksız sevgidir. Yaratılış kitabında 3:8 ayetinde “bahçede yürüyen” Rab Tanrı’yı görmekteyiz. Tanrı Âdem ve Havva’yı yarattıktan sonra bahçede onlarla ilgilenmeye devam etti. Fakat Yaratılış kitabının üçüncü bölümündeki bu ayeti tam da Âdem ve Havva’nın Tanrı’nın yemeyin dediği iyiyle kötüyü bilme ağacında yedikten sonra görüyoruz. İşledikleri günahın getirdiği utançla saklanan Âdem ve Havva’ya Tanrı’nın yaklaşımı bir soruyla başladı, “RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi” (Yaratılış 3:9). Bu soru Tanrı’nın Adem’in nerede olduğunu bilmediğinden değil ama Adem’in günahla beraber kaybolmuşluğunu belirten bir soruydu. Aynı zamanda şefkatli Tanrı, Adem’e “neredesin” sorusuyla yaklaşırken ona saklandığı yerden çıkıp suçunun itiraf etme lütfunu vermesiydi. Adem’i direk çağırıp azarlamaktansa Adem’e sevgi ile yaklaştı. Fakat Tanrı’yla olan ilişki çoktan insanlar tarafından iyiyle kötüyü bilme ağacından yenmesiyle bozulmuştu.
Bu bozuk ilişki insanları kaybolmuşluğa ve Tanrı’dan ayrılarak ölüme götürdü. Kısacası insanlık günahla beraber Tanrı’nın lütfunu reddetti. Romalılar kitabında 3:23 ayetinde “Herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı” der. Bu yoksunluk günahla gelmiş ve günah ortadan kalkmadan düzelebilecek bir durum değildir. İnsan kendi çabasıyla kendini kurtaramaz.
Tanrı Âdem ve Havva’yı bu durumda bırakmadı, onları ve bizi sonsuz ölüme terk etmedi. Yaratılış 3:15 ayette Tanrı’nın insanları kurtarışının ilk müjdesini görüyoruz. Tanrı yılan formunda olan şeytana şöyle dedi,
“Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu
Birbirinize düşman edeceğim.
Onun soyu senin başını ezecek,
Sen onun topuğuna saldıracaksın.”
Tanrı, kadının soyundan gelecek olanın, yılanın yani şeytanın başını ezeceğini ve yılanın O’nun topuğuna saldıracağını söylüyor. Kadının soyundan gelen tek bir kişi var ve O bakire Meryem’den doğan hiçbir erkeğin katkısı olmadan dünyaya gelen İsa Mesih’tir. Tanrı kendini insanlığın soyağacına yerleştirerek bu dünyaya kadının soyundan gelip şeytanın başını ezdi. İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümü şeytanın O’nun topuğuna saldırısı olarak gözükse de çarmıh Mesih’in şeytanın başını ezdiği yerdir ve dirilişi çarmıhtaki zaferin ilanıdır.
Rabbimiz İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümü hiçbir zaman bir mağlubiyet değildi aslında Yaratılış 3:15 ayetteki müjdenin yerine gelişi ve Tanrı’nın zaferidir. İnsanları günaha sürükleyen şeytan çarmıhta yenildi ve İsa Mesih çarmıhta öldüğünde insanların günahlarının kendi üstüne alarak bedeli ödedi. İsa Mesih’in dirilişi ölüme karşı zaferin ilanıdır, ölüme karşı olan zafer ölümün sebebi olan günaha ve günahı getiren şeytana karşı zaferdir. Günahkarları elinde tutan şeytan Tanrı tarafında yenildi ve günahların bedeli ödendi.
İsa Mesih’in çarmıhtaki sözlerinden biri “Tamamlandı” idi ve bu söz Grekçe de daha büyük bir anlam taşır. Grekçe İsa Mesih’in kullandığı kelime “tetelestai” ticaret yapanların bedeli ödenmiş belgelerin altına yazdıkları sözdür. İsa Mesih’in çarmıhta ödediği bedel olmadan herhangi bir insan için kurtuluş mümkün değildir ve ancak bedeli ödeyen Tanrı’yı kabul ederek Tanrı’nın sonsuz yaşam armağanını alabiliriz.
Efesliler kitabında 2:8-9 ayetinde “İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir” der. Kurtuluş sadece İsa Mesih’e iman yoluyla verilen Tanrı lütfudur. Bizler İsa Mesih’e iman ettiğimizde kurtuldum demektense kurtarıldım diyebiliriz çünkü kurtulmak için hiçbir şey yapamadım ve yapamazdım da.
İnsanları kurtarabilecek tek şey Tanrı’nın lütfudur ve lütuf tanım olarak hak edilebilecek bir şey değil ama karşılıksız ve fedakârlık verilendir. Tanrı beden alarak insan oldu ki günahımızın bedelini ödeyerek biz insanları Tanrı çocukları yapabilsin (Yuhanna 1:12). Öyleyse eğer günahkâr olduğumuzun farkına varabilirsek bir Kurtarıcı ’ya ihtiyacımız olduğunun da farkına varabiliriz. Pavlus durumuzu ve lütfu şöyle açıklıyor,
“Günahkârların, Tanrı Egemenliği’ni miras almayacağını bilmiyor musunuz? Aldanmayın! Ne fuhuş yapanlar Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alacaktır ne puta tapanlar ne zina edenler ne oğlanlar ne oğlancılar ne hırsızlar ne açgözlüler ne ayyaşlar ne sövücüler ne de soyguncular. Bazılarınız böyleydiniz; ama yıkandınız, kutsal kılındınız, Rab İsa Mesih adıyla ve Tanrımız’ın Ruhu aracılığıyla aklandınız. (“1 Korintliler 6:9-11”)
Tanrı günahtan dolayı ölen insanları kurtarmak için biricik Oğlu’nu feda etti. İsa Mesih’in çarmıhta ödemediği bedeli yoktur. Ne yapmış olursanız olun ne kadar kötü olduğunuz düşünürseniz düşünün, Mesih tüm günahlarınızın bedelini ödedi. Kutsal Kitap’ta bağışlanmayacak tek şeyin Kutsal Ruh’a küfretmek olduğunu söyler. Bu bölümü okuduğumuzda İsa Mesih’in Tanrı olduğunu işlerini gördükleri halde kabul edemeyen Ferisiler’in, İsa Mesih’in Baalzevul’un gücünü kullandığını iddia etmesi üzerine söylemektedir. İsa Mesih’in Ruh’u olan Kutsal Ruh’u cinlerin önderi Baalzevul ile bir tutma eylemini karşın söylenmiştir. Bu İsa Mesih’in Tanrılığını reddetmek demektir. Bugün İsa Mesih’in müjdesini, mucizelerini ve çarmıhtaki kurtarış işini duyup da O’nun Tanrı olmadığını iddia etmek Kutsal Ruh’a küfretmektir. Müjdeyi duyan herkesin yüreğinde Kutsal Ruh İsa Mesih’in Tanrılığına tanıklık eder ve kişi iman ederek Kutsal Ruh’un tanıklığını kabul eder veya reddederek yüreğine konuşan Kutsal Ruh’a yalancı der ve İsa Mesih’i yani Tanrıyı kabul etmemiş olur. Böylece kendileri için ölen ve günahları ortadan kaldıran Tanrı’yı reddetmiş ve kurtuluş armağanını geri çevirmiş olurlar. Bu da kişinin kendi isteğiyle cehenneme gitmesini onaylaması anlamına gelir.
Sevgili ve değerli okurlar, herkes kurtuluş hak eder mi? Hayır çünkü günahkâr insan kendini kurtarmayı hak edecek hiçbir şey yapamaz. Peki kim günahların bedelinden kurtulabilir? Sen, ben ve dünyadaki herkes çünkü bedeli Tanrı çarmıhta ödedi, İsa Mesih’e iman eden herkese kurtuluş Tanrı tarafından lütufla verilir. Eğer aklınızda soru işaretleri varsa forumdan bize ulaşabilir ve kendiniz şimdi dua edebilirsiniz. Bizi seven ve bizim için canını feda eden Tanrı kendisini arayanları yanıtlayacaktır. O kimsenin mahvolmasını istemiyor ve bu yüzden sevgisini çarmıhta bizleri kurtararak ilan etti. Bugün Kurtuluş Günü!