TANRISAL ÇAĞRI: KUTSALLIK
Değerli okur siz kendi yaşamınızda hangi çağrıya evet diyorsunuz?
Kutsal Ruh göksel bir varlıktır, kilisenin temel taşıdır. Bu yüzden bir imanlı Kutsal Ruh ile olan ilişkisinde günaha olan tavrını kesin bir şekilde belirlemelidir. İçinizde yaşayan göksel bir varlığın gözünün içine baka baka günah işlemeniz doğru olmayacağı için Kutsal Ruh’un içinde yaşadığını bilen birisi dikkatli bir hayat sürmelidir.
İnsan ırkı, Adem ve Havva’dan itibaren hep bir seçim yapmak zorunda kalmıştır. Bu seçimler bizi kimi zaman yaşama kimi zaman ise ölüme götürmüştür. Dünyada sanayileşme akımı başladığı zamandan bu yana insanlar, kendilerini yönetecek kişileri kendileri seçmeye başlamıştır. Ülkemizdeyse Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte bizim de seçim maratonumuz başlamıştır.
Korkuyor musunuz? “Neden korkacağım ki?” diye soruyorsunuzdur şimdi. Her şeyden, yani kafanıza saksı düşüp komaya girmekten, bir virüs yüzünden hastanelik olmaktan, felç geçirmekten, kaza yapmaktan, düşmekten, kalkamamaktan korkuyor musunuz?
İsa’yı iki bin yıl öncesinin insanı olarak görmeye o kadar alıştık ki heralde O’nu günümüzün giysileriyle düşünmek bize tuhaf geliyordur. O’nu bizim gibi giyinmiş görmek ilginç olurdu, değil mi? Şu anlık, şimdilik ezberlerimizi unutalım. Düşünün bir… Mesih aramızda şimdi yaşıyor. İsa bizim gibi giyiniyor, bizim yediklerimizi yiyor, bizim gibi konuşuyor. Nasıl görünüyor İsa? Nasıl konuşuyor? Nasıl biri?
İsa’nın dirilişini kutlamaya yaklaştığımız bu günlerde, aynı zamanda günden güne O’nun ölümüne yaklaşıyoruz. Çarmıha dek gün gün neler olmuş, biz de O’nun adımlarını yeniden takip ediyoruz. Son anlarda öğrencilerin O’nu nasıl terk ettiğine içten içe içerliyoruz. Petrus’un düşünceleri içimizde beliriyor: ‘Ben olsam bırakır mıydım, bence bırakmazdım, yani çok büyük bir olaya tanık oluyorlar, zor tabii, korkutucu ama neler gördüm ben, sanmam bırakacağımı… kadınlar çarmıhta bile yanındaydı, ben de O’nu bırakmazdım…’ Eğer bir süredir Mesih’i tanıyorsanız, bu ateş, bu istek çok takdir edici ve samimidir de. Ama eğer birçok yılı ve badireyi Rab’le birlikte atlatanlardansanız, şunu bilirsiniz, belki o an O’nu gerçekten bırakmadınız ama iman hayatınızda zayıf olduğunuz anlar oldu.
İsa Mesih’i odak noktasından çıkarmak Meryem Ana’nın ve diğer tüm iman kahramanlarının amaçlarının tam tersine hizmet eder. Meryem’i anlamak, Tanrımızı ve İsa Mesih’in tüm dünya için kendini feda eden anlayışını anlamaktan geçer.
İnsanoğlunu sapmış yolundan döndürebilmek için yapılabilecek ne varsa Rab tarafından yapılmıştır. Yolun ortasında kalmış birini kurtarmak için size araba çarpma pahasına yola atılır mısınız? RAB yapabilir.
Teslis, RAB’bin çoklu varlığının mükemmel uyumunu bize gösterir. Yaradanımız gibi bir varlığı basitliğin, tekilliğin içine sıkıştırmak yerine onun varlığının içindeki mükemmel uyuma bakmamız gerekir. Hristiyanlar olarak Tevrat, Zebur ve İncil’de bahsedilen bu gerçeğe inanıyoruz.
Hristiyanlar, İsa Mesih’in, Kutsal Kitap’ta kendi tanrılığına vurgu yapmadığı yönünde argümanlarla karşılaşmaktadır. Ancak Kutsal Kitap bize bunun tam tersini gösterir. İsa Mesih yol, gerçek ve yaşam olduğunu da açıkça ifade etmiş ve “benim aracılığım olmadan kimse Baba’ya gidemez.” demiştir.