BARNABAS VE HANOK KİTAPLARI

Kutsal Kitap’ın değiştirildiğine dayalı çevremizde birçok asılsız iddianın olduğu aşikardır. Bununla ilgili tarihsel ve bilimsel çalışmalara bakılması gerekmektedir. Aynı zamanda Tanrı’nın bizzat kendisine ait sözlerinden bahsettiğimizi de unutmamalıyız. Eğer her şeye egemen olan, yeri ve göğü yaratan bir varlıktan söz ediyorsak O’nun kendi sözlerinde değişimin olmayacağını da bilmemiz gerekir.

“Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.” (Luka 21:33)

 

Kutsal Kitap (Tevrat, Zebur, İncil), çeşitli coğrafyalardan ve farklı devirlerden 40’tan fazla yazar tarafından 1500 yıllık bir süreçte, vahiy yoluyla aktarılarak günümüze sağlıklı bir şekilde ulaşmış mucizevi bir kitaptır. Kutsal Kitap’ın ilk 39 bölümüne Eski Antlaşma, geriye kalan 27 bölümüne ise Yeni Antlaşma diyoruz. Eski Antlaşma günümüzde herhangi bir sinagoga gidildiğinde bulunacak olan “Tanah” isimli kitapların tamamıdır. Tevrat, Zebur, İncil’in günümüze ulaşma süreci ve güvenilirliği ile ilgili bilgi almak isterseniz, Kanonlar ve Apokrifler, 4 İncil Mi Var? ve İncil Değiştirildi mi? yazılarımıza bakabilirsiniz.

 

İnsanların Barnabas İncili isimli bir bir kitabı argüman olarak gösterip gerçek İncil’in bu olduğu iddiasını ortaya attıklarını duyarız.

Öncelikle şunu belirtelim, İsa Mesih’in havarileri arasında Barnabas isimli bir elçi yoktu.

İlk yüzyılda Kıbrıslı olan ve genellikle Pavlus ile  birlikte müjde yolculuğu yapan Barnaba isimli biri vardır, ancak İncil’de bahsedilen Barnaba bir yazar değildir.

Barnabas İncili’nin içeriğini okursanız, bu yazıların tarihsel gerçekler ile örtüşmediğini hemen fark edebilirsiniz. Barnaba İncili, İsa Mesih’ten yaklaşık olarak 1500 ile 1700 yıl sonra yazılmış tarihsel ve coğrafi sorunlar içeren bir metindir.

 

Metnin çeşitli içeriklerine baktığımız zaman yazarın, İsa Mesih’in yaşamış olduğu coğrafyayı aslında hiç görmediğini söyleyebiliriz. Örneğin, kitabın 21. paragrafında İsrail’de bulunan Nasıra’nın denize kıyısı olan bir kent olduğunu söyler ancak Nasıra kenti, denizden yaklaşık 20 km uzakta ve deniz seviyesinden 400 m yüksektedir. Ayrıca Barnabas, İsa’nın Nasıra’dan Yeruşalim’e (Kudüs) gemi ile gittiğini iddia eder! Ancak Yeruşalim kentinin de denize 23-25 km uzaklıkta olduğunu görüyoruz. Ayrıca Kudüs denizden 800 m yüksekliktedir.

Barnabas İncili’nin 54. paragrafında ise altın dinar denilen para biriminden bahseder fakat Mesih İsa’nın yaşadığı dönemde Roma imparatorluğunda kullanılan dinarlar gümüşten yapılıyordu ve altın dinarlar Roma imparatorluğunda Barnabas İncili’nde bahsedilen kullanımından çok farklı zaman ve şekilde kullanılmaktadır.

 

Metnin 119. paragrafında şekerden bahseder ancak yine bakıldığında şekerin ne olduğu o coğrafyada M.S. 7. yüzyıla kadar bilinmiyordu.

Barnabas İncili sadece Hristiyanlık hakkında değil Kuran hakkında da çelişkili bilgiler verir ve bu yüzden İslam teologları tarafından da kabul edilmez, güvenilir bir kitap olarak kullanılmaz.

 

Barnabas İncili dışında apokrif yani gizlenmiş yazılar olarak adlandırılan çeşitli metinlerin varlığı bilinmektedir. Bu yazılar, Kutsal Yazılar’a benzetilmeye çalışılmış, yazarları veya yazılış amaçları belli olmayan, çeşitli tarihsel bilgiler ve gerçeküstü hikayeler barındıran, ne kilise tarafından ne de Yahudi din adamları tarafından Kutsal Tanrı Sözü olarak kabul edilmiş metinlerdir.

 

Aynı şekilde Hanok kitabına değinecek olursak, Hristiyanlar ve Yahudiler tarafından vahiysel Tanrı sözü olarak kabul edilmiyor. Çünkü, Kutsal Kitap’ta adı geçen Hanok’a ait bir eser olmadığı gibi, kitabın kendinden de Tanrı sözü olarak bahsetmediğini görebiliriz. Bir metnin, Tanrı sözü olarak kabul görmesinin şartları bir Peygamber ya da Elçi tarafından yazılmış olmasıdır. Hanok kitabı Tanrı sözü olarak kabul edilmez ancak içeriğinde verdiği bilgiler kitaba tarihi bir belge niteliği kazandırabilir. Hanok kitabı M.Ö. 3. yüzyılda yazılmıştır. İncil’de Yahuda bölümünde ‘Hanok’ adlı bir kişiden bahsedildiğini görürüz.

“Adem’den sonraki altıncı kuşaktan olan Hanok, bu adamlara ilişkin şu peygamberlikte bulundu: ‘İşte Rab herkesi yargılamak üzere on binlerce kutsalıyla geliyor. Tanrı yoluna aykırı, tanrısızca yapılan bütün işlerden ve tanrısız günahkârların kendisine karşı söylediği bütün ağır sözlerden ötürü Rab, bütün insanlara suçluluklarını gösterecektir.’” (Yahuda 1:14-15)

 

Ancak, İncil’in Yahuda bölümünde bahsedilen Hanok ile M.Ö. 3. yüzyılda yazılan Hanok kitabının yazarı arasında, ne adı geçen metinde ne de Tevrat ve Zebur’da bir bağlantısı olduğunu görmüyoruz.

 

Sonuç olarak:

Kutsal Kitap, Tanrı’nın düşüncelerini, insanın durumunu, kurtuluş yolunu, günahkarların uğrayacağı sonu ve iman edenlerin mutluluğunu anlatır. Öğretileri kutsaldır, buyrukları bağlayıcıdır, kararları değişmezdir.

Kutsal Kitap büyük bir ciddiyetle yaklaşılan önemli bir metindir. Yukarıda bahsi geçen metinlerin Kutsal Kitap’a olan ciddi yaklaşımın sonucunda Tanrı Sözü olarak tanınmadıklarını söyleyebiliriz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir