Tanrı’nın Kurtuluş Planı

Tanrı, evreni yarattığında ona baktı ve “her şeyin çok iyi olduğunu gördü” (Yaratılış 1:31). Ancak, yaratılıştaki bu mükemmellikten, günümüzde kırgınlık, üzüntü, yorgunluk, hastalık ve bıkkınlık dolu bir hayata nasıl geldik?

Tanrı, insanı kendi suretinde, mantıklı düşünebilen ve özgür iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Evreni yaratma kararında olduğu gibi, Tanrı seçim yapabilen bir varlıktır ve insanı da seçim yapma yeteneğiyle donattı. Kutsal Kitap’ta Tanrı’nın yaratılış tasarısına baktığımızda, başlangıçta ne ölüm, ne acı, ne de gözyaşı vardı. Ancak, şeytanın ayartmasıyla Adem ve Havva, iyiyle kötüyü bilme ağacından yiyerek günah işlediler. Tanrı, Adem’i uyarmıştı: “İyiyle kötüyü bilme ağacından yeme, çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün” (Yaratılış 2:17). Adem’in bu günahı ile dünyaya ölüm girdi ve Romalılar 5:12‘de açıklandığı gibi, “Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi ve böylece ölüm bütün insanlara yayıldı, çünkü hepsi günah işledi.” Bu ölüm, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda bir ölümdü.

Adem’in günahı, sadece insanın ruhsal ölümüne değil, aynı zamanda tüm yaratılışın lanetlenmesine neden oldu. Tanrı, kadına çocuk doğururken acı çekeceğini, Adem’e ise yaşamını sürdürmek için zorlu bir mücadele vereceğini söyledi (Yaratılış 3:16-19). Oysa Aden Bahçesi’nde her şey zahmetsizce yetişiyordu, ama günahla birlikte dünya artık diken ve çalı üretmeye başladı.

İnsanın işlediği günah, Tanrı ile olan ilişkisini bozdu. Adem ve Havva, Tanrı’nın lütfunu reddettiler ve bunun sonucu olarak dünya acı, sıkıntı ve ölümle doldu. Günah, insanın Tanrı’nın suretinde yaratılmış olmasına zarar verdi; bu, Tanrı’ya zarar vermek değil, insanın kendisini Tanrı’nın suretinden uzaklaştırmasıdır. Artık insan, Tanrı ile eskisi gibi yakın bir ilişkiye sahip olamıyordu. Günah, insanı Tanrı’dan uzaklaştırdı ve bu da insanın gerçek kimliğini ve değerini bulmasını zorlaştırdı.

Günümüzde, hepimiz çeşitli zorluklarla karşı karşıyayız. Ailevi, mesleki, eğitimsel, ilişkisel ve duygusal sorunlar bizi yıpratıyor. Günahlarımız ise, farkında olmasak bile, bizi her gün biraz daha tüketiyor. Kutsal Kitap, Tanrı’nın bizi iyileştireceğine dair vaatte bulunur. Efesliler 2:4-5‘te, “Ama merhameti bol olan Tanrı, bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfuyla kurtuldunuz” denir. Tanrı, günahtan ötürü kendisinden kopmuş olan insanları Mesih aracılığıyla yaşama döndürdü.

İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümü, bizlere ruhsal şifa getirir. Yeşaya 53:5‘te şöyle der: “Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.” İsa, bizim günahımızın bedelini ödeyerek bizi kurtarmıştır. Onun kurban oluşuna iman eden herkes, ruhsal olarak iyileşmiş ve Tanrı ile yeniden barışmıştır. Artık Tanrı ile yakın bir ilişki içinde yaşayabiliriz ve bu, hayatın zorlukları karşısında bize güç verir. Yeşaya 40:31‘de Tanrı’ya umut bağlayanların tazeleneceği ve yorulmayacağı belirtilir. Matta 11:28‘de İsa, “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm” diyerek, bizleri hayatın yorgunluğundan kurtulmaya çağırır.

İsa Mesih, bizi sadece bu dünyanın yüklerinden kurtarmakla kalmaz, aynı zamanda Kutsal Ruh’u ile kalplerimizi iyileştirir. Tanrı’nın Ruhu, başlangıçta şekilsiz ve boş olan dünyada nasıl çalıştıysa, bugün de günahla kararmış yüreklerimizde çalışmaya devam eder. Kutsal Ruh, içimizdeki karanlığı aydınlatır, bozulmuş yüreğimizi Tanrı’nın isteğine göre yeniden şekillendirir ve boşluklarımızı doldurur.

Son olarak, Tanrı’nın yaratılışı bir gün tamamen yenilenecek. Vahiy 21:4’te, “Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak, yas, ağlayış ve ıstırap da olmayacak, çünkü önceki düzen ortadan kalktı” der. Tanrı, başlangıçta çok iyi olan yaratılışını yeniden o mükemmel hale getirecektir.

Son Eklenenler

Garen Olgar adlı yazardan...

Yazı, yazar vs. arayabilirsin!